Ruhumdan boşalacakken ukdeli
ilenmeler en gaddar dualarla;
lisanınca ağıtlanan yarım dilli yakarışlar
ayartıyor ruhumu,
/uyarılmış şehvetlerin/
karanlığından
daha soğuk dudakların
kanamalı tüm yaralarıma merhem
olacağına yeminler vererek...
Parmaklarında sırroluyor ruhum
kaygılarıyla...
Yaralar kapanıyor
/ evet /
acılarım asla...
Ben istemesem de, kaderim
sırılsıklam...
Hiç bitmiyor riya ezberindeki şiirlerde,
yağmur
duasının çoraklığından daha donuk bakışlar
gözlerimdeki
ışıltılarla masum bir lika ...
Oynayabildiğin en masum rolünde
bile kırıyorsun kapılarımı
Atıyorsun bedenimi Güneş'siz
harabeliklere...
Ben tam ikna olmuşken kaderime,
yine
/gidiyorsun/
kaderimle baş başa bırakıp da
sensizliği;
gidiyorsun
yıldızlarla kırıştırarak,
dudaklarında
son bir gülücükle,
ve ben son bir kez süpürüp
atıyorum,
hayallerimden sevinçlerimi......
Allah aşkına,
oynayıp durma benimle bir
çocukmuşum gibi,
dönme bir daha!
Üstüme
sinen hüsranlarda eskidi yaşım