Tümlenmemiş, titrek
hecelerin kırıntısında
Soluklandığım o devrik
zamanlarda
Ne varsa hâsıl olan
Yekpare döşediğim yeni
tümceler
Sevginin asil kılındığı
Mubah yine de sevmeler.
Asrın telafisiz ve
yordanası hükümlerinde
Uzak kaldığım evrenin
Kuytulardaki gizemi,
Ben kadar sefil tüm
gitmeler
Sözcüklerin kısır
döngüsünde
Hicap etmesem de
Sevmekten alıkoyamazken
ırgat düşlerin
Kıyısında soluklanmak
yine düştü payıma,
Kâfir istemleri nefsin
mi bu denli
Bedeni payidar kılan,
Ne gam oysa ne gam…
Başımı dayadığım dev
çınarın gölgesinde
İstiflediğim acılar
devinirken
Ne yanılgı benimki
Sanmıştım ki ramak
kalmıştı mutlu sona.
Özgürlük nedir sence
Aldatmasam da kendimi
Bilirim en derinden
Kırık kanadım ezelden
beri
İmgeler seğirtirken
mizacımı yıkan ve
Yıkayan ölü cümleleri
Akıttığım yaşların
nezdinde kendimi
Alıkoyamadığım her
sahne
Yaşanan ne çok ikilem
Müdahil olmasam da
Kapanacak birazdan son
perde.
Takılı kalmışım düne oysa.
O telaşlı küçük kızın
Dilinden düşürmediği
son tümcenin nezdinde
Sırra kadem basmış olmalı
mutluluk,
Heyhat,
Pare pare yanmaksa
Biçilen ceza mı
Yalanım yok
Başım gözüm üstüne
Varsın yarım kalsın bir
yanım
Kabulümdür neyse
görülen reva.