Çocuğun aile içinde, ev ortamında eğitim için imkanlar ne kadar çok olursa olsun, zamanla kendi yaşıtları ile sosyal ortamlara bulunmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı gideren kurumlar ana okullarıdır. Çalışan annelerin çocukları bu tür ortamlarla daha erken tanışmaktadırlar.

Burada devreye giren soru çocuk ana sınıfına başlamaya hazır mı?

Anaokulu çocuğun aile dışında ilk defa gireceği sosyal bir çevre olup uyması gereken kurallar, yaşıtlarıyla ve öğretmenleriyle kurması gereken diyalog ve başarmak zorunda olduğu birtakım sorumlulukları olacaktır.

Anne-babalar çocukların zihinsel ve bedensel gelişim açısında bu olgunluğa eriş erişmediğini iyi tahlil etmelidirler. Çocuk evde oynarken eskisi kadar mutlu değilse bunu sosyal bir çevreye girmeye hazır olduğu şeklinde yorumlayabiliriz.

Çocuğun diğer çocuklarla ve onların yaptıklarıyla ilgileniyor olması bu ortama girmeye hazır olduğunu ve anne-babadan belirli bir süre ayrı kalması sorun oluşturmuyorsa bu da çocuğun duygusal alanda olgunlaştığın gösterir.

Fiziksel olarak (yaş, boy, kilo) olgunluğa ulaşmış olması da dikkat edilecek başka bir noktadır. Yaşıtlarına göre fiziksel alanda biraz geri olması ana sınıfına başlamasına engel teşkil etmez. Anne-baba daha fazla destek olarak sorunu halledebilir.

Anaokulu, çocuğun var olan yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Çocuk bu ortamda yaşıtlarıyla iletişime girmeyi, paylaşmayı, arkadaşlarının hakkına saygı göstermeyi, kurallara uymayı, sırasını beklemeyi, kendini ifade etmeyi, anaokulu programı sayesinde öğrenir.

Anaokulunda oynadığı oyunlarla, spor etkinlikleriyle büyük kaslarını; boyama, çizme, kesme, yapıştırma, hamur etkinlikleriyle de küçük kaslarını geliştirir. Ana okullarının müfredat programları sayesinde çocuklar; kendini, dünyayı, hayvanları tanıyabilir. Önemli gün ve haftaları öğrenebilir. Okul öncesi dönemdeki çocukların meraklı araştırıcı hayal güçlerinin kuvvetli olduğu gözlenir. Ana okullarındaki fen ve doğa etkinlikleri çocukların zihinsel yeteneklerini uyarıcı nitelikte olup çocuk soru sorma, fikir üretme, tahmin etme, düşüncelerini paylaşma, sebep-sonuç ilişkini kavrama gibi fırsatlara sahip olur.

Ayrıca ana okulları, son yıllarda çocukları ilköğretime hazırlama işlevini de yerine getirmektedir. Yazı yazma çalışmaları ve matematik etkin ilkleriyle çocuk birinci sınıfa hazır hale gelmektedir.

ANNE-BABALAR ÇOCUĞUMUZU OKULA ALIŞTIRMAK İÇİN ÖNERİLER;

-Annenin çocuğu ile okul konusunda kendi kaygılarını yansıtmadan önceden anlatması yararlı olabilir. Çocuğunuzla bir hafta öncesinden başlayarak, ilk gün ve okul arkadaşları hakkında konuşun.

-Çocuğun gideceği okul önceden ziyaret edilerek okul ve sınıf ortamı konusunda bilgi sahibi olması sağlanabilir.

-Anne babanın okul konusunda özendirici konuşmalar yapmaları, okulla ilgili anılarından söz etmesi yararlı olabilir.

-Okulun ilk günlerinde çocukla birlikte okula gitmek ve çocuğu yüreklendirmek, olumlu sonuç verebilir. Vedalaşmayı uzun sürdürmeyin.

-Okul çıkışında onu tam zamanında alacağınızı ya da servise bineceğini, evde mutlaka karşılayacak bir kişinin olduğunu ona açıklayın. Özellikle kaygılı çocuk, annesinin evde kendisini karşılamayacağı düşüncesiyle okula gitmek istemeyebilir.

-Eve geldiğinde okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşun.

-Uyum güçlüğü yaşayan çocuklara mutlaka öğretmenin ve okulun desteğinin alınması gerekir. Öğretmenin çocuğun okula alışmasında ve okulu sevmesinde önemli rolünün olduğu unutulmamalıdır.

ÇOCUKLARIMIZ OKULA HAZIR MI?

0-3 yaş dönemi dünyaya ve çevreye ait izlenimlerin oluştuğu, güvenin temellerinin atıldığı önemli bir dönem olup Çocuğun güven, sevgi, kabullenilme isteği en üst düzeydedir.

Bu dönemde annenin çocuğun eğitimiyle meşgul olması gerekir.

Günümüzde ki hayat şartları, kadının çalışmasını mecburi hale getirdiğinden, çocuğun bakımı ve eğitimi konusunda farklı kurum ve kişilerden yardım almak zorunlu hale gelmiştir.

0-3 yaş arası çocukların bakımını üstlenen kurumlar kreşlerdir.

Kreşlerde çocuğun yeme içme, uyku ve temizlik ihtiyaçları giderilmekte, bakım amaçlı hizmet verilmektedir. Çocukların bu ihtiyaçlarının sevgi ve şefkatle zamanında giderilmesi, temel güven duygusunun oluşumu açısından çok önemlidir. Çocuğun bakımı için yararlanılan kreşe veya eve bakıcı tutma gibi seçeneklerde ailelerin seçici ve titiz davranması gerekmektedir.Çocuklar bu dönemde kendileriyle birlikte olan kişileri model aldığından, çocuğa bakan kişilerin davranışları, psikolojik durumları, eğitim seviyesi; çocukla iletişimi titiz bir şekilde incelenmelidir.

Diğer alternatif, anneanne veya babaanne yanında bakımdır. Bu konuda da, çocuğun eğitiminin iki farklı elde oluşu, aşırı hoşgörü hatta şımartma sebebiyle disiplin sorunları gibi dezavantajlar yaşanabilmektedir. Bu yüzden imkan varsa 0-3 yaş döneminde çocuğa annenin bakması, duygusal anlamda çocuğun doygunluğa ulaşması, yeterli ilgi ve sevgiyle sağlıklı büyümesi, ihtiyaç anında annesinin yanında olması çocuğun psikolojisi açısından en uygun seçenektir.

0-3 yaş arası çocukların model alacağı bazı özelliklerde bu dönemde olgunluğa da ulaşır… Çocukların okula hazırlığı evde başlamalı, alıştırmalıdır.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan sevili meslektaşlarım işimiz zor ve yorucu su üzerine yazı yazmaktır…

Ama çocuklarda bizlere emanettir…

Çocuk ailesinden ayrıldığı için tepkilidir…

Ağlayacaktır…

Mesleğimizin güzelliği bu noktada başlamaktadır…

Çocuk 2. Gün yine ağlıyorsa burada hata bizdedir…

Mesleğimiz yeniliklere açık olup çocuklara tek kitaplarda ki boyama yaptırmak için durmuyoruz…

Kağıt ıslatılıp şekiller yapılarak kurumaya bırakılabilir…

Yapraklar toplanıp yapıştırılarak yaprak koleksiyonu yapılabilir.

Çamurdan şekiller yapılabilir…

Oyun oynatabilirsiniz.

Balon şişirilebilir…

Eski gazete dergiden resimler kesilip ortaya farklı eserler çıkar gibi değişik çalışmalar yapmak hem bizlerin farklı olduğumuzu anlatmış oluruz…

Mesleğimi severek 19 sene çalışarak 11 senede yazarak devam ediyorum, darısı genç meslektaşlarıma…

( Çocuk Anaokuluna Neden Gitmeli? başlıklı yazı bengül tarafından 3.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.