Hükümsüz kılındığım
onca med-cezirin
Adam boyu yüksünlüğünde
Hele ki; o çaresizlik
mademki zimmetli
Aciz bedenime,
Şu garip ömrün kaçıncı
saati ise;
Her soluklandığım günün
ertesi
Sayıklamak anlamsızı
Saklanmak dağların
ardına
Yoksunluk nüksederken
her devinimde.
Ateşi dinmedi gitti
belli ki
Belki de şu ahir
döngünün bitimsiz telaşı
Kadar asılsız sırtında
taşıdığın
Yükün hatta vebalin en
ağırı.
Ördüğüm ilmek ilmek,
Beyaz bulutların yağmur
yüklü takıntısı
Kadar farazi olsa keşke
o imgeler
Hanidir tahayyül
etmekte zorlandığım
O kör düğüm
İçine dolanıp da
çıkamazken günbegün.
Sıkışıp kaldığım ufacık
bir kutu belli ki
Sanma ki yaşama kaygısı
Yeknesaktır izlek
bildiğim her karede.
Belli işte, üç beş umut
kırıntısı
Sığınak bilmekse
umutları
Kaybettim bir kez
yolumu.
Tutuşurken zaman tüm
nazıyla
Yaşıyorum sadece bil ki
gönlün niyazıyla.
Yoksa bana mı kaldı da
Dünyanın derdi tasası;
Hayıflanmak rayici ne
de olsa mizacın
Hepten istifli bir
yanılgı iken.
Hele ki bir kez
düşmüşsen gözden
İster ateş ol ister köz
Geri dönüşü olmayan
Nasıl bir tehir ise
çakılı kaldığın
Ömür boyu.
Bilip bilip söylemekten
imtina ettiğim
Sessiz bir şarkı kadar sitemkâr
Adı bile kayıp en az
benim kadar.
Bilirim ki sevmek de
ayıp
Koca bir günah adeta
kefareti ödenen.
Var olmamış bir hikâyenin
Hangi satır arasında
gizli isem.