İşim olmaz üç beş kuruşluk veya üç beş günlük süren
sevdalardan gözüm, sevdin mi bir ömür boyu seveceksin gülüm, yolun çıkmaz
sokaklara, mahallere, şehirlere çıkmayacak gülüm bunu böyle bil öyle sev
beni... Deriz ya hani ama dünya sevgisi ile sevmeyeceksin öyle seversen
mutluluğun tadına varamazsın, gönül
denilen aşkın dergâhına iman ile varalım der isen işte o zaman gerçek
mutluluğu yaşarsın. Her kavgada gönül
kırmaz ve yıkmazsın, kadir kıymet bilir öyle seversin. Hem iman olursa gönül
denilen aşk’ın dergâhında cümle insanları seversin, Aşk’ı yaratan yüce Rahman’a
secde de her daim şükür edersin. Önüne gelene gülümseyerek verirsin selam, aşk
sözlerini iman içine katarak eylersin kelam, cümle gönülde işte yaşar ne güzel
İslam.
Sevdin mi gönlü kanatmayacaksın, kanayan yara geç kabuk bağlar ve acısı
bir ömür boyu dinmez... Gönül kuşuna müdahale etmeyeceksin naziktir uçtu mu
kırıldı mı, uçar gider bir daha geri dönmez, bunları bileceksen gel güzel gönül
denilen aşkın dergâhına...
Bir ikindi gölgesi, bir nefeslik an
denilen ömürde aşkın çiçeklerini açtıracak isen, soldurmadan yetiştirecek
isen, secde ile ruhunu arındıracak isen gel gülüm gönül denilen mutluluk ile
güldüren aşk'ın deryasına...
Gönlünde şükür ile Elhamdullillah var ise gel gülüm, iman deryasına beraber
dalalım, gözlerde yaş yerine mutluluk pırıltıları açtıracak isen gel üç günlük
dünya evine. Emanet olan gönül sandalında gülücükler ile güleceksen gel gülüm,
sen gelirsen bunların hepsini bulacaksın gülüm seni seven gönlümde gülüm...
Kul acizlikten, çaresizlikten, zayıflıktan, fakirlikten, sevgisizlikten gelen fırtınalı halleri gönülleri iman ile aşk ile severek sararak aciz kaldığın hallerden dolayı ister istemez iman ile aşk var yüreğinde Yüce Rahman’a namaz, secde, dua ile yönelip ondan medet umar. Yol, işaret, yürümek varmak ve bilmek ve kavuşmak, kavuşturmak… İman eden Kulun eli, merhameti, ihsanı, kudreti, ilmi, rahmeti ve iradesi büyük olan yüce Rahman’a ulaşan yolda yürümesi gönül denilen aşkın dergâhına iman ile doldurması ne kadar güzel…
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)