Bir dualık ömürdü dünyadan payımıza düşen.
Ha kelebek ömrü olmuş,
Ha Süleyman.
Ne fark eder ...
Değilmi ki şair,
Binlerce yazılmamış şiirleri ardında boynu bükük bırakır gider.

Ne şiir şaire,
Ne de şair şiire doyar.
Zaman toprağın koynuna kimbilir,
Ne isimsiz düşler koyar.

Yaşanası anlar avuçlarımızdan dökülür kayar gider,
Zamanın kucağına birer ikişer.
Bir bakmışsın yine bize hüsran,
Yine hasret düşer.

Uzaktan seyretmekle yetiniriz hepimiz
Mutlululuk kervanlarının gidişini.
Kursağımızda kalan üç beş yarım yamalak sevinçlerle.
Çaresiz izleriz ülkemizi terk edişini.

Yitik düşlerde ne sahte gülüşler doğururuz uluorta.
Mutluluk maskeleri takarız  buz kesen suratlarımıza.
Hangi şair can verecek hangi şiirle
Kaybolan umutlarımıza.

Vallahi iyilik ekmedikçe,
Kendimizden başlayıp dağa-taşa bir baştan bir başa.
Daha ne sâbi umutlar gömeceğiz diri diri toprağa.
Dur demedikçe içimizdeki savaşa.

Hangi ak şafaklar öpecek yılgınlığımızdan bilmiyorum
Ama umudumu hiç yitirmedim dipdiri.
Yakamoz akşamlarına inat dayan dedi kulağıma eğilerek
Bir gece vakti bir güzel peri.

Şimdi dua vakti,
bir iyilik ediniz kendinize.
Vurdukça aşk ile çatlasın hele
Bizdeki sine.


Sinop / Ayancık



Halis Kandemir



( Bir Dualıık Ömür başlıklı yazı Halis Kandmr tarafından 5.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.