Bir serpimlik sudur hayat
Soğudukça çırpınır ayyaş acılar
Kanatsız kuşlarla bezenir gökyüzü
Ve
çoğalır günahkâr aldanışlar
Anlamsız bir yarıştır mükemmellik
Yavaşladıkça kalpler hareketlenir
sokaklar
Miskin pişmanlıklar siner suretlere
Ve ay ışığında ağlar yıldızlar
İtekler saatler günleri
Siyah ninnilerle büyür düşü yitik
çocuklar
Soyları tükenir aksak beyinlerin
Ve adressiz üşür sokaklar
Kararır
sükût
Bilmem kaç
batman acıyı tartar insan
Kinini unutur balansı bozuk mayınlar
Yankılanır
kuruyan nehrin çorak uğultusu
Ve toz
tutmaz acılar
Pıhtılaşmaz
sancılar
Ki huzurun
zekâtıdır her gözyaşı
Karanlığın
denizinde taş sektirir acılar
Yorar
absürt beyazın amaçsız döngüsü
Ve katmerleşir kabuklu yaralar
Beyazı bulmaya hükümlüdür her renk
Işık alnına vurur dilsiz sözcüklerin
Diri hayaller defnedilir gecenin
bağrına
Ve sebebi flulaşır kör hüzünlerin
Haklılığı
kanıtlamanın hazzı sarar bedenleri
Özgür
kalır izlek düşünceler
Yüz ölçümü sınırsız hüzünlerden
sıyrılır insan
Ve son nefesi muştular melekler
.
.
.
.
.
.