Sami ailenin üçüncü çocuğudur. Babası binalarda elektrik işleri yapmakta ve yaptırmaktadır. Bu konuda bir de elektrik  malzemeleri dükkanı bulunmaktadır. Aslında bu işi yapanlar mutlaka  bir malzeme dükkanı açmaktadır.  Sami  ilk okulu bitirmiş orta okula başlamıştır, fakat  okumak istememektedir. Fırsat buldukça okuldan kaçmaktadır. Bir eğitim öğretim yılı içinde öğrencilerin devamsızlığı sınırlı olduğu için çok geçmeden okul idaresi Sami'nin babasın telefonla arayarak.

 “Cem bey Sami'nin durumu için okula kadar gelmenizi rica ediyoruz. Lütfen bir zaman ayırın okula mutlaka gelin önemli” derler. Sami'nin babası Cem bey işlerini düzene koyandan sonra o gün okula gider. İdarede  müdür muavinin yanına varır. Müdür muavini  onu hoş geldin dedikten sonra “ Cem bey oğlunuz Sami okula gelmiyor neden göndermiyorsunuz devamsızlığı dolmak üzere, devamsızlıktan dolayı sınıfta kalacak” der. Cem bey “olamaz her sabah mutlaka hazırlanıp okula çıkıyor” deyince Müdür muavini “bak Cem bey oğlun şu anda okulda değil istersen çıkıp sınıfını bakalım arkadaşlarına soralım” der ve kalkar Cem beyi alır Sami'nin sınıfına varırlar, sınıf yoklama defterine bakarlar Sami yoktur. Arkadaşlarına sorarlar arkadaşları “ Sami çoktan beri okula gelmiyor bize (babam zengin okuyup ta ne yapacağım) diyordu” derler. Cem bey müdür muavinine teşekkür ederek okuldan çıkar işine gider.

   Akşam eve gelen Cem bey hanımına hiçbir şey söylemez Sami’de eve gelmiş odasına çekilmiştir. Cem bey oğlunun kapısını aralayarak “ oğlum bu gün okulda çok mu yoruldun” der. Sami “baba çocuklarla  top oynadık yorulmuşum “ der.  Cem bey hiç sesini çıkarmadan oradan ayrılır.

   Sabah okul saatinde Sami hazırlanır babasından haçlığını alır evden çıkar.  Cem bey hemen onun arkasından  çıkar onu uzaktan takip etmeye başlar. Sami doğruca şehrin meydanına iner. Vilayete on beş kilometre uzakta olan ilçeye giden belediye otobüsüne biner. Cem bey ona görünmeden oda aynı otobüse biner. Kazaya varınca Sami bir yerde iner. Cem bey de az ilerde inerek onu takibe başlar.

 Sami ilçede  tenha sokaklarda dolaşır hava çizeli olduğu için evlerin damlalıklarında kendini saklar bekler. Cem bey onu uzaktan takip eder, bir müddet sonra Cem bey geri döner işinin başına gelir. Oğlu okula gitmiyordur amma en azından köyü bit şey de yapmamaktadır. Onu için Allah'a şükreder .

   Akşam eve gelince bakar ki Sami eve gelmiştir aslında bu saatte evde olmaması gerekirdi. Cem bey “Sami okuldan erken mi çıktın evdesin ne oldu” der. Sami “baba ben okumak istemiyorum seninle çalışacağım bir de bu gün beni takip ettiler. Beni takip mi ettirdin” der. Cem bey “ tamam oğlum canın sağ olsun okumak istemiyorsan okuma benimde adama ihtiyacım var inşaatlarda çalışacak, benimle çalışırsın” der.

 Okulun da son zamanları gelmiştir. Sami devamsızlıktan sınıfta kalır. Cem bey onu yanında çalışan ustalarını yanına çalışmaya verir. Onlara “ benim oğlum diye onu koruyanı duyarsam işten atarım. Ona en zor işleri vereceksiniz. Anasından emdiği süt burnundan gelene kadar çalıştıracaksınız ki aklı başına gelsin bu serserinin” diye tembih eder.

   Sami işe başlar daha üç gün geçmeden Sami eve yorgun bitkin kendinden geçmiş halde gelmeye başlar. Annesi  Cem beye  Sami'nin olmadığı zamanlar “ Cem bu çocuğu öldürecek misin zorun ne” der. Cam bey de “ hanım sen karışma eğer onu korursam benim gibi işçi olarak kalır. Hazır dükkanı bile götüremez batırır” der. O da “bey sen en iyisini bilirsin” der.

    Sami inşaatlarda aralıksız çalışmaya devam eder.  Cem beyin talimatı üzerine ustalar Samiyi en ağır işlere sürmeye devam ederler. Sami üç ayda ne kadar kilosu varsa verir incecik hale gelir zayıflar. Annesi ne kadar ona acısa da elinden bir şey gelmez. Cem beye karşı gelmekten korkmaktadır. Üç üncü ayın sonunda bir akşam aile evde otururken Sami “ baba ben okumak istiyorum. Bu işler benim işim değilmiş dışarıdan bakıldığında kolay gibi geliyor. Beni okutacak mısın? Beni af eder misiniz” der. Cem bey “ oğlum sen oku yeter ki ben seni sonuna kadar okuturum” der.

   Yeni öğretim yılı başladığında Sami tekrar okula başlar fakat bu sefer okulunu hiç aksatmaz ve çok çalışarak başarılı şekilde orta okul ve lise biter. Üniversite imtihanlarına girer. Elektrik  mühendisliği bölümünü kazanarak orayı da başarılı bir şekilde bitirir.

    Okul dönüşü gider askerliğini yapar gelir babasının yanında mühendis olarak çalışmaya başlar.

    Kaç baba çocuğunun okuması başarılı olması için fedakarlık yapabilmiş. İçi acısa da onun gelecek hayatına yön vermiştir. Bu işi başaranların çocukları mutlaka gelecek hayatlarını çok rahat yaşamaktadır. Ciğer parelerimizin geleceği için küçükken onlara  çok acımamak gerekmektedir. Ata sözü “küçüktür demeyin terbiye beşikte başlar” denilmektedir.

( Küçüktür Demeyin Terbiye Beşikte Başlar başlıklı yazı Faruk tarafından 3.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.