Babama Japonya'yı Sevdiren Kadın-20
…
Bir süre sonra kendini Teramachi
Kapalı çarşısının giriş kapısında buldu. Çarşıyı ağır adımlarla gezmeye başladı.
Yer yer alışveriş için kendi dükkânlarına çağıranların davetlerine tebessüm
ederek ve kayıtsız kalarak yoluna ve bakınmalarına devam etti. Yerliler kadar
yabancı turistlerinde rağbet ettiği bir çarşıydı.
Para kazanmak ve müşteri çekmek için
olanca gayreti gösteren bu insanlara bakarak, aldırış etmeden ağır ağır ilerledi.
Akşam için taze balık aldı. Bir lokumcuya uğrayarak, hoşuna giden sevdiği
kuşlokumundan biraz satın aldı. Tadına
bakması için lokumcunun ikram ettiği lokumu reddetmedi. Ağzına atarak tadına
baktı.
Giyiminden, lokanta ve kafesine kadar
birçok işyerinin olduğu bu hareketli mekânda vaktin nasıl geçtiğini bile
bilemiyordu. Çarşıda ardından bir erkeğin kendini takip ettiği zannıyla
huzursuz oldu. Bu hisleri birkaç defadır devam edip geliyordu. Bu ise her geçen
gün kendinin biraz daha rahatsız ve huzursuz ediyordu.
Takip edilip edilmediğini anlamak ve göz
gezdirmek bahanesiyle bir giyim mağazasına geçti. Geriye dönüp baktığında
kimseyi göremedi. “Her halde bana öyle geldi. Yoksa kendi kendime evhamlandım
mı?” diye sormaktan kendini alamadı.
O arada mağaza sahibi olan Miyu kapıdan
sanki tedirgin olarak içeriye giren Hitomi Hanımı tanımıştı. “Hitomi Hanım? Yanılmıyorum
değil mi?” diyen kadın sözleri üzerine başını kaldırdı ve dikkatlice kadına
baktı. Uzun bir zamandan beri birbirilerini görüşmüyorlar da olsa Hitomi Hanım
da onu tanımıştı.
Hitomi Hanım “Evet… Siz de Miyu
olmalısınız” dedi. Miyu “Hoş geldiniz,” diyerek arkadaşını selamladı. Hitomi
Hanım selama karşılık verdi. “Hoş bulduk. Tesadüfen girdim… Siz mi açtınız?”
sorusuna Miyu, “Açalı bir yıl kadar oldu…”
Hitomi Hanım hiç beklemediği bir anda
tanıdık bir simanın verdiği rahatlıkla yıllar öncesinden tanıdığı Miyu ile
karşılaşmıştı. Birçok Japon’un yaptığı gibi üzerindeki gerginliği yüzündeki
tebessümle gizlemeye çalıştı. Miyu’yu uzun bir zamandır görmemişti.
Hitomi Hanım “Kazancınız bol olsun.”
dedi. Miyu “Teşekkür ederim. Hayrola bir sıkıntı yok değil mi? Sizi sanki biraz
gergin gibi gördüm…” diyerek endişelerini dile getirmeye çalıştı.
Hitomi Hanım “Yok, yok… Belki size
öyle gelmiştir” dedi. Miyu arkadaşının sözlerini kabul eder gibi sesini
çıkarmayarak arkadaşını üstelemedi. Miyu “Gel şurada oturalım… Biraz yarenlik
ederiz…” dedi. Ve ona yanı başında oturması için bir sandalye uzattı. Miyu arkadaşının
yüzüne ve gözlerinin içine bakarak “Görmeyeli uzun bir zaman oldu.
Nerelerdesin? Ne yapıyorsun?” diye sordu.
Hitomi Hanım derin bir nefes aldı “Biz
Yasuki
ile boşandık. Yirmi iki yıl oldu. Nogaya’dan göçerek Kyoto’ya geldim ve
kabuğuma çekildim. Burada yaşıyorum.” Hayat hikâyesini o kadar kısa
özetleyivermişti ki, kendisi şaşırdığı gibi, Miyu da şaşırıp kalmıştı.
Miyu “Hani severek evlenmiştin. Ne
oldu?” demekten kendini alamadı. Hitomi Hanım “Hayatımın en büyük hatasını
yapmışım. Onu yeteri kadar tanıdığımı zannediyordum ama hiç tanımamışım.
Ayrılmamız gerekiyordu ve ayrıldık.”
Miyu geçmişi çok dallandırıp
budaklandırmak istemedi. Hitomi Hanımın anlattıklarıyla yetinmeye razı oldu. “Galiba
iki dünya güzeli kızın vardı. Onlar ne âlemde?”
Hitomi Hanım “Mahkeme Yumi’yi bana
verdi. Ama Ayumi ise babasında kaldı. İzlerini kaybettim ve bir daha haber bile
alamadım. O günden bu yana diğer kızımın yüzünü bile bir daha göremedim. Onun hasretiyle
yüreğimin bir köşesi hala kanayıp duruyor…” dedi hüzün dolu duygular içinde…
“Bak buna çok üzüldüm…”
“Sen ne yaptın?”
Miyu “Ben de Hiroyuki ile
evlendim. Bir oğlum ve bir kızım var. Mutluyum… Birkaç yıl oldu. Bu mağazayı
açtım. Önceleri çok zorlandım. Ama hem ben alıştım hem de müşterilerim… Bildiğim
kadarıyla çizimle aran çok iyiydi. Sen ne yapıyorsun peki?”
“Ben de aynı bildiğin gibi, birkaç
firmaya desen çizim işi yapmaya devam ediyorum…”
Miyu “Kız ne yaptı?” diye sorarak Yumi
hakkında bilgi almaya çalışıyordu. Miyu, oğlu Yasuki
için kız araştırıyordu. “O Japon dili ve edebiyat bölümünü bitirdi
ve öğretmenliğe başladı…”
“O kadar oldu mu? Bak, buna sevindim
işte… Peki, tekrar neden evlenmedin?”
“Tekrar ikinci bir evliliği denemeye korktum
desem inanır mısın?”
“Ama korkmakla da olmaz ki… Genç yaşta
hayatını heder etmişsin…”
Miyu “Her şeye rağmen dul olmak zordur!”
derken, Hitomi Hanım şiir gibi konuşmaya başladı.
…
“Hayatta
kolay olan ne var ki?”
“Dizdim
yüreğime acıyı,”
“Hasreti…”
“Kırıldı
kanadım,”
“Uçamadım…”
“Keder
yakaladı;”
“Esir
etti kendine,”
“Ve
bir daha kaçmadım…”
…
Devamı var
...
Ant-150515