masanın ayaklarına  kapanıp
az önce gözden düştü 
yıl yıl daha bir  kofum
sorma   hayali  bile  düştü
birden üstüne çullanıp
atıverilen derince   ofum
sanki  içimdeki hazan  rüzgarıydı



mısralar mı   ince belliden
güz  yapraklarıydı
az çok yerindeydi  kafam
saçılırken  bir tutam  kahverengi
vaz geçiyordu  yaş elliden



hatıralarsa  arap atlarıydı
boş mu dolu mu üzengi
sormaksızın safam
çıkıp geldiler  hızla maziden
bozmaksızın ahengi
sitemlere razıydı ki sofram
saçlarım  mı  dönülmez kırlarıydı



önde gideniyim safın
kızılın bir zor ki işte cengi
dudak nedense susuyordu
habercisiydi bir ara  affın
şark  ıslığıyla hazinden
bir kaçsa ki rengi
o resim  parçasıydı  üstteki rafın
yanak  ıslağıyla duruyordu
eller ayrılmışken  dizinden



ıssız yerin altın rengi
kaç para eder  ki  sarrafa
güneş bilip vaktinde kaçıyordu
kaç akşam mehtap uzanıp
bahsederken  nazeninden
katılıp usulca  gökteki safa
gecenin  hazını  soruyordu
yıldızlarsa  peşin sıra   izinden
görme gitsin utanıp utanıp
tek tek  yanıyordu   bir lafa


dr.süreyya burak önder


( Derince Bir Of başlıklı yazı burak1907 tarafından 25.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.