Kimliksiz bir günün
daha sonu
Pek çok şeyin sonu
aslında;
Günün, ömrün hatta
ölümün.
Ölümden de acı bir son
Hissetmek olası iken
Dönülmez bir yolun her
adımında
Uzaklaşırken ertesinde
pek çok şeyin
Dile gelmiyor işte
Ne dersen de istersen
yüksün
Belki de tek teselli
olurdu
Duyacağım son sözün.
Bak gördün mü hicap
etmezdim oysa
Devinirken duyguların
kıyısında
Alabora olmuş nice
anlatı
İçinde neler saklı.
Bilemediğim kadar yalan
nezdinde
Sefil kimliğinin çok
uzağında
Ama hala var olan
Tüm yok oluşuna hürmeten
Mezarının başına
bıraktığım son çiçek.
Duraksıyorum bilip
bilmeden
Devam etmek olsa keşke
maharet
Kaldığım yerden.
Kaçtı ipin ucu epeydir
Sarnıcını da yitirdim
pek çok şeyin
Sen de yitip gittin;
Var mı ötesi,
Var mı tek çare...
Koynunda uyuduğum
karanlık
Korkmaksa tek gelen
elimden
Ne basit bir nokta
koymak
Ne farazi bir eylem
Sığamadım bir döngü
altı üstü,
Sığındığım son edimdin
oysa
Kırmaksa hepten
parçalandım
Yassa gömütü içimde
saklı.
Sarılıyım sanrılarla
Yaralıyım kandıklarımla
Donatısı tek bir imge
Teselli bulduğum
O da kayıp gitti
hepten.
Neylerim bir başıma
Demesem de son inan ki
en son sözüm
Devinsem de içten içe
Verdiğim son hüküm
Tek yetim unutmak adına
O boynu bükük yetim
sahipsiz
Sahiplenemediği ne
varsa
Aşktan yana.
Basit, bariz hatta
sıradan,
İçine sığamadığım
söylediğin son yalan.