Biz Kalbini Düşünürdük
onu her görüşünde
nefesimizi sıkıca tutar
kulağımızı iyice açardık
her lafınıza gülüşürdük
duvarı üstümüze örtüşünde
bir gözümüz deliğe sığar
inceden güneşe çatardık
biz hep kalbini düşünürdük
hele ekim
neyse o müebbetin
bir şey anlamazdık
sus pus olup
bir yumuşacık şiir yazar
kalemlereydi muhabbetin
biliriz ki adam gibi severdin
en çok da komşuya kızar
ayrılırken
hasretle öpüşürdük
son buluşmanızda
bir iki serçe
bir de o rüzgar
hayli ağırdı elin kolun
seni ilk kez o zaman gömdük
rahatsızlığın eni konu pençe
parçalanıyordu solun
ne varsa konuşmanızda
dökülmüştü aşksız mısralar
ortada sen
iki tarafındaydık yolun
pek bir canlıydı ısırganlar
biz hep kalbini düşünürdük
yorgunluğun
bilinmesin isterdin
kimseye anlatamazdık
birden o durgunluğun
zar zor bulup
bir şişe açar
kadehlereydi sohbetin
masana gizlice sokulup
sızardı bungunluğun
iki lokması tıkar
çiğnenmezdi azıcık etin
biliriz ki yalnızlık isterdin
dişimiz sıkılır
belli etmeden dövünürdük
yarınsızdı bu sevmişlik
nisan aldatmacasıydı derdin
seninle hep övünürdük
bize soyduğun
acımsı yemişlik
şarıl şarıl yıkanır
bilahare
üç arkadaş bölüşürdük
en çok da yandakine söver
sarılırken hüzne üşüşürdük
yumruğun
dört köşeliyi döver
dudağını yanağını sererdin
biz kalbini düşünürdük
adını sümen altı ederdin
bir gece vakti
hatırlar mısın
mehtapta
yıldızlı bir hazırlık
ağaçlarda hafif bir esinti
güler misin ağlar mısın
yağmurdan ortaya karışık
son etapta
türkülerle gezinti
nihayete varmışsın
yalandan küsüşürdük
sıkışınca sol yanın
biz kalbini düşünürdük
sınırı olmazdı duanın
bir keresinde
şairliğin tutulmuştu
içinde deniz serinliği
üstüne üç beş sigara
sarışının her zerresinde
bir efkar sessizliği
kahvedekiler tutuşmuştu
biz kalbini düşünürdük
bakışının kaybolduğu bir ara
bırakmıştın yüzüstü
sanki kaçıyordu tren
bir fazlaydı üzüntü
bir eksikti yaprak
eylüle haz getiren
dizelerinde süzülmüştük
yakışmamıştı o beyaz örtü
hırsızmış meğerse toprak
canımızı çalıp götüren
seni ayaza karşı gömmüştük
tuhaf uyanmıştı sokak
ilk ışıklarıyla eriten
ne ılık ne sıcak
o da ayrılmış ne yaparsın
oralarda hangi sevdalar kurak
bir gelişimizde anlatırsın
hayata bir daha sürülmüştük
yüreğimiz nasıl dayansın
bilinmez bir durak
sen hiç satar mısın
bırakıp giden hayırsızı
son üç akşam görüşürdük
ne güzel saklamışsın
behey sessiz çorak
sen umarsız zaman arsızı
bir gence sulanırsın
aşka acemi bir çırak
ölümden ne kazanırsın
biz kalbini düşünürdük
sen bahtsızı
yanlış anlamışsın
dr.süreyya burak önder
(
Biz Kalbini Düşünürdük başlıklı yazı
burak1907 tarafından
22.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.