İzmit.
Körfeze vardık iz bitti.
Tepelerle küçük adamlar memleketi
Derelerle kız oğlan donları, kirli çıkıntı
Gökyüzü ve deniz İzmit’in değil
Pişman olursunuz yemeğin
Akşamları kaybolur tepelerin ardı
Deniz olur, körfez kalır; İzmit
Fener olur yanar sabaha kadar
Sabahları yatılmaz
İşçi inilir tepelerden fabrikalara
Kaç burnu var körfezin küskürür fabrikalar
Fabrikaları sevmem babam işçidir orda, ben bekçiyimdir
Beklemeyi sevmem
Öldürür beni D 100 Karayolu
Sokaklarında kaybolur caddelerinde bulurum mahallelerini
Sevdalanacağım kız var mı diye bakmışımdır
Yolda bulduğum kuruşlara
Beş yüz liralık hayal kurmuşumdur
Liseden tasdiknamemle beş liralık işe girmişimdir
Radyo kanallarındaki reklamları dinlemişimdir
Sabahları öyleye doğru
Kadınların camdan sofra bezlerini silkelediği sıralarda
İzmit yağmurlarıyla sevdirmiştir beni
Sinüzit etmiştir beni kendine
Ben kel tepesinde
Ağaçların altında rutubet ortamında balık yemişimdir
Bir nenenin masasında
Kızımla deniz kenarında, sahilsiz sahipsiz
İzmit’in belediyeleri beni hiç sevmez şimdi
Büyükşehir, bana çok düşmandır şimdi
Sevmediğim fabrikalarımın anılarını harabe etti
Utancımdan seka park oldu
Utanmazlara söverim şimdi ben parkta bulunmadan
İzmit’te büyüdüm ben
Büyüdüğüm yeri sevmem, büyütmeseydi büyümezdim
Saksıda bodur bir ağaç gibi
Gemilere bakıp, bakıp tükürmezdim yere
Karşılıksız
Platonik âşık etti kendini bana ah körfezde ah
Kocaeli neresi
Körfezin kenarında bir at nalı, karesi bölgesinde
Körfezin izi bittiği merkezde İzmit