Online Üye
Online Ziyaretçi
Gecenin karanlığında sessiz kaldığıma
Denizin ortasında ki suskunluğuma aldanma!
Her sessiz kalışına
Her suskunluğuna söyleyecek
Bir kelamım mutlaka vardır.
Öznesi sen yüklemi ben kuramadığım tüm cümlelerin
Kelimeleri ile yüreğimde birikti sustuklarım…
Cümlelerim hüzün dolu aç sevgiye
Kelimelerim yaralı aslan gibi
Vahşi ve saldırgan
Kartal pençesi gibi her hecesi
Yüreğimde derin yaralar açmakta
Seni sevdiğimi haykıramam
Dilim lal olmuş haberin var mı?
İçimde biriktirdiğim suskunluğum isyanlarda
Yaz diyor deli gönlüm!
“O” sessiz ve suskun kalsın
Sen al kâğıdı kalemi eline yaz…
Çığlık ile suskunluk ateşkesi bozdu
Kulak ver yürek sesine bak ne diyor!
Ne işe yarayacak şimdi onlarca suskunluk
Kaleminden can damlıyor
Katlet suskunluğunu ölüm fermandır bu
Sükûtun sus pus, dilin lal olmasın
“O” sessiz kalsın
Sen al kâğıdı kalemi eline yaz…
Hani mevsimler nerede hepsi de hükümsüz kalmışlar
Alışamadım sessizliğine, yalnızlığıma
Suskunluğunda mevsimlerime hasret düşüyor
Beklediğim baharlarım hazana dönüp çağırıyor hüznü
Dökülen yapraklar gazel olmuş
Hasret rüzgârları savuruyor yarınlarıma…
Smokin giyme zamanı geçmiş ömrümün
Kefenimi hatırlatır baharda açan tüm beyaz çiçekler
Başkasına ilk olan
Bana son mu olacak gülmeyecek yüzüm nedense
Can tanem, melek yüzlüm söyle!
Ben mi çok erken gelmişim “dünya” denilen istasyona
Yoksa son treni kaçırıp sen mi çok geç kaldın?
Şimdilerde başıboş akan sular gibi yolunu bulamaz gözyaşlarım
Dik duramaz!
Boynu büküktür omzunu arayan başımın.
Sessizliğin çok canımı yakar
Dilim lal olmuş haberin var mı sus pus…
Arkana bakmadan her gidişin
Yeni bir can kırığı mezarı açıyor yüreğimde
Can tanem her sessizce gidip gelişinin bedeli
Dipsiz kuyularda ölüp ölüp dirilmekse
Ben razıyım Yusuf’un kaderine
Sustum artık
Dilim lal olmuş haberin var mı?
Arkana bakmadan gidişin değil
Suskunluğun acıtıyor içimi…
Öyleyse sonsuza dek sus ve git
Yar!
Yüreğimdekini anlasana
Sen bensiz yarım kalırsın ben sensiz ölüme susarım
Gözlerim konuşacak bundan sonra
Dilim lal olmuş haberin var mı?
Mustafa KARAAHMETOĞLU
30.04.2015