Hikaye / Anı Hikayeler

Eklenme Tarihi : 25.04.2015
Okunma Sayısı : 1643
Yorum Sayısı : 3
Günün Yazısı

Bu Yazı 26.04.2015 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.



BiR ANNE  AĞLIYORDU
Bir anne  ağlıyordu .Tamamen tesadüfdü gördüklerim. köyümden yatılı sağlık lise sınavları için gitmi
ştim.Geleceğimi bir düzene komak için. Akrabamız vardı aynı candan kandı. Emmi çocuklarıydık. Gideceğim aile. Babamla köyden onların ev adresine doğru yol aldık. Giderkende birden ulaşılmıyor önce kendi köyünden başlıyor macera. "Köyün durağında minübüse bindik "Kazamızda  indik. Biraz kısa bir yol aldık terminale doğru gitik. Biletlerimiz iki kişilikti. Babam ve benim içindi. Herşey yolunda. Kısa beklemeden sonra yol aldık. Sınav a girecegim  " Şehir üzeriydi gideceğimiz istikamet.  "O "Şehrin yolcusuyduk. Otobüs harekete geçti. Kendi güzergahımızda seyre daldı. Gideceğimiz yerinde hedefi belliydi. Tanıdıkda konaklama. Benim sınavım içindi.

Sınav  " Şehirin`de terminalden indik. Babam bir taksi tutdu yol üzerinden. Demeki kendine güveniyordu. Cebinde parası vardı öyleya!.  Beni şehirler arası otobüslerle götürmedi. Direk taksi tutumuştu. Annemde ayıp olmasın diye elimize bir helke yoğurt tutuşturdu bir kaçta köy erzahları bulgur v.s gibi giderken boş gitmeyin diye.  Gideceğiniz yer elinize bakar ayıp olur dü
şüncesiyle. Öylede oldu. Taksiye daha el etmeden oralarda bilirlermiş müşterilerini . Yanımıza bir taksi eğlendi. Amca binin nereye götüreyim dedi bindik taksiye. Hedefimizde belliydi söyledik taksiciye o güzergeha doğru sürüyordu. Dediğimiz gibide oldu.

istediğimiz adreste indik  . Onlarda benim emmi çocuklarımdı kadın ve koca . Akraba evlilikleriydi. Babamında herikisi yiyenleriydi. Adrese vardığımızda elimizde helkeyle yoğurt ve diğer erzahlar  bir adım ev arası mesafeydi. Karışılarken bizleri abiyim ve ablamın yüzlerinden belliydi gözleri parıldıyordu . İçleri içlerine sığmıyordu. Neden  babamı babaları yerine koyarlardı her daim saygılarından;   çünkü emmileri gelmişti ziyaretlerine.

"O günü öylece sevinç içinde geçirdik topluca. Bol  bol misafir perver davranışlarıyla.  Ertesi günü benim sınav kayıt işlemlerim yapılacaktı abiyimle çıktık yola  istikamet sınav merkezi olarak bir hastaneydi zaten bende sağlık lisesine girmek için kayıt işlemlerimi yaptıracaktım galiba. Gittik abiyimle  kayıt işlemlerim için sınav olacak binaya.  İşlemler yapıldı. Ertesi günüde sınav günüm  olacaktı. Binadan çıkarken  Hastane önünde bir anne ağlıyordu. Ellerini  dizlerine vurarak ağıtlar yakıyordu. Nedeni nedir bilinemez. Yanık sesi göğü inletiyordu. Bir okadarda kocaman bir binanın önünde  yapayalnızdı ,  oysa orası çok  kalabalıktı.

 Kimseler bakmıyordu bilene  köylü kadınıydı  sanki siyahlar
giyinmişti,  kendisi diyor ben karayım güneş bir okadarda kavurmuştu tenini yüzleri ağır bir darbe almış gibi çizgilerle doluydu yaşından da yaşlıydı çektiği acılardandı demekki!!.. Ağlayan anne orada tek başına  yalnızdı. Kimseler bakmıyordu ona. "Orası şehirya!. Köylü kadının feryadına!. Hemen amcamın oğlu kadına doğru yürüdü  iki metre boyunda boylu boslu  bir okadarda yakışıklıydı mödern bir insandı.  "O "Şehrinde gözde insanlarından sayılır, sevilir kendisi.   Öylede sıcaktı abiyim.. Babamı;  babaları erken öldüğü için ziyaretlerinede vardığımızda baba bellerdi emmi dedilermi bin emmi çıkardı o zamanlar insanlarımızda sevgi vardı..  Medyatik sevgi değil hücrelerinde vardı insanlarımızın!.

Şimdi ne oldu yerini internet aldı herkes birbirine küfür eder oldu. Kimse kimseyi tanımaz oldu. Bunlarıda göz ardı etmiyorum. Durumda vahim gözüküyor böylede giderse sonumuz hayır ola.. Eskiden can bağın bilene olmasa aynı ülkenin çocukları olman bilene seni,  onu birbirine yakınlaştırırdı öyle yaşardık.  Abiyim dayanamadı bu ağlayan annenin çaresizliğine iki adım atmadan arkasına doğru yöneldi ağlayan anneye doğru çevirdi yüzünü ;  Ana ne oluyor söyle derdini !.  Ananın üzerinde kara oyalı bir yazma, bacağında "Şalvar zatende karalar giyinmişti pek allı dallı renkler göremiyordum bu ağlayan ananın üzerinde;

 dizlerini dövüyordu,  oğlum,  oğlum beni yalnız bırakma ciğerim diye dövünüyordu. Abiyim sordu ne oldu ana ?.. Oğlum öldü!.  Ciğerim öldü!. Anan kurban olsun ben seni bırakır nasıl giderim diye ağıtların sesi göğe doğru kendini yırtarcasına yükseliyordu. Bir rüzgarın fısıldısı gibiydi gerçekten acı acı!!..  içinin hüznünü dı
şarı haykırıyordu.

 Kocaman "
Şehir  çok kalabalıktı" .  Anne oracıkta yapa yalnız bir ağacın altında çaresizce derdine yanıp kendiyle kalmıştı;  birtek kendiydi o koca "Şehirde. Oğlu terk etmişti bedenini;  anesini yalnız bırakmıştı elin büyük kalabalık Şehrinde. Ağlayan anne sorduğumuzda anadolunun bir köyündenim demişti. Bizde anadolunun oralara yakın bir köyündendik aynı Şehirlerden değildik ama oranın insanlarınında hüzünlerinin aynı olduğunu bilirdik bizim gibiydik.  Anam anam dedi abiyim sarıldı inanın kendi anası gibi .

"İşlerimizin yoğunluğundan dolayı oradan ayrılmıştık sahi ne oldu ağacın dibinde çaresizce kıvranan anneye!!??..  Sanırım o hüzünle  karalar bağlamış oğluna ağlıyordu...Yine çaresizce yapayalnız elin memleketinde karalar bağlamış vaziyetde tek başınaydııııııııııı kim bilir kimi kimseside yoktu oralarda.. öylede bir anı yaşadım o koca Şehirde gözlerimle şahit olmuştummmmmmmmm benimde gençlik devremdi ama bilirdim  acılarında en büyüğünüüüü... Bu da onaltı yaşındayken o zamanlarda hayata dair küçük bir anımdıııı..
saygıyla...

 

Dönüş Korkmaz..
 25. Nisan.2015... bernkastell_Kues'dan.......


( Bir Anne Ağlıyordu başlıklı yazı Mosell 07 tarafından 25.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.