Bilmediğim bir şehirde aşina bir kaldırımdan geçiyorum şimdi
Mevsim yaz,yürekte fasl-ı hazan....



Sahi
Seslensem duyar mısın sesimi?

Bak kaçıncı gidişleri saklıyorum avuçlarımda,
Sıkmaktan kanattı tırnaklarım ellerimi
Hala özgür bırakmayacak mısın vedalarını?

 

Çok kızardın değil mi uzun tırnaklarıma,

Oysa bayılırdın ellerimin yumuşaklığına

Yüzünde eserdi bir garip kıskançlık bulutu

Ve ben zevk alırdım seni sinirlendirmekten...

 

Sek bir öpüş isterdin dudaklarımdan

Kimi zaman ellerin

Kimi zaman bileğin tersi peçete olurdu kırmızı boyalarıma

Ben içten içe gülerdim hep sana

O ağır duruşunun ardından

Bayılırdın aslında çocukça şımarıklıklarıma

 

Sen susardın

Ben şakırdım durmaksızın inadına

Anlatılmaz bir haz olurdu bende suskunluğun…

 

 

Olağanüstü olmasa da

Bir gayret gizlemek isterdin gözüne ilişen çakmakları

Ben yanardım o ateşle

Yine renk vermezdim...



Hadi
Bir şimşek yolla senden
Kendimi bulayım yeniden....

 

Tırnaklarım yine uzun

Frence moda olduğundan beri

Kırmızıya boyamadım hiç

Belki hatırlattığından daha çok seni

Dudağımı da kırmızı yapmıyorum gittiğinden beri

Pembenin tonları dolaşır üzerinde

Hayallerin renginden olmasından kim bilir...

Kara bir ömrü kefen biçsen de bana

Dokunamadın işte hayallerime

Tek buluştuğumuz noktaydı

Papatyalar

 

Ve

Hala bir demet sunan çıkmadı senden sonra…

 


Canan Korkmaz / İZMİR



( Ve Papatyalar başlıklı yazı CananKorkmaz tarafından 20.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.