Unutulmuş sekmelerin arasına serpiştirilmiş

Hanidir koyultulmuş vicdanlar

Gün ışığından fazlasıyla yoksun.

Rakımı alçak mizaçlar

Kavuşmak iken tepeye

Olası o edilgen niyazlar.

 

Tek duyumsanan;

Efkârı bol üşengeç ruhlar

Nezdinde yaftalanmanın

Nicedir süregelen o telaş.

Bağnaz ve yoz tortusu

Çöreklenmişken zihnin engebeli yokuşlarına.

Baş aşağı tüm fincanlar

Edinimi fazlasıyla yeknesak

O kehanet kahve telvesine

Bakarken pür- dikkat.

 

Müptelası sevdanın

Saf ve bakir ovalarında ruhun

Dörtnala koşarken çocuk yanım.

Henüz büyümemiş olmanın

Getirdiği o rehavet ile

Pür-nakıl masumane bir neşe.

Gıyabında şeytanın

Kerelerce örselense de

Sırra kadem basmış bir kere

Çoktandır hidayet.

Son çare ise sığınmak gölgelere

Kopmadan o devasa kıyamet.

 

Kıvranan nice imge

Sahtekârlığın yüz kızartıcı sapağında

Kanarken ve kanatırken,

Özneleri saklanmış usumun

En mahrem kuytularına

Yoldaş bildiğim dipsiz yalnızlığımın

Sadık haznesine sığdırdığım

O gizemi,

Ellerimle çıkardığım

Derindeki gömütü eş değer

Yolsuz ve yordanası mahremiyetin

İzdüşümü ne varsa

Saklanmış yırtık perdelerin arkasına.

 

Ne mi gelir elden,

Ey sefil benlik,

Demek olmasa keşke

Tek maharet.

Mizacı yeknesak

Mağdur ve mağrur çocuk

Büyümek olsa da son seçenek

Devinip durur garip yürek.

 

( Son Çare... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 19.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.