Şu sevdamı, sevgimi, kimse bilmez derdimi.
Ateşlere atılsam, söylemem eller gibi.

İki gözün nuruyla, aleviyle, harıyla.
Asla açmadım ağız, çözülü diller gibi.

Gezsem de şu alemi, ne deliyim, ne veli.
Belki de viraneyim, yıkılmış iller gibi.

Cihanı hiçe sattım, istihareye yattım.
Dilim, damağım kuru, susuzum çöller gibi.

Güle kurşun sıkılmaz, kusuruna bakılmaz.
Yağmurlarla yaş olur, akarım seller gibi.

Bir kez cemalin görsem, eğilip yüzüm sürsem.
İki dağ arasında, kocamış göller gibi.

Terk ettin de ne oldu, özüm candan vuruldu.
Vaktinden daha önce, kurumuş dallar gibi.

Bak karardı bulutlar, veda etti umutlar.
İsli kara trenden, mendili sallar gibi.

Adına gül demiştim, ölesiye sevmiştim.
Döküp varlığı gittin, dikenli yollar gibi.

Unutmam, unutamam, âhımı anlatamam.
Say ki "Veysel" misali, derdimi beller gibi.

17.Nisan 2015 Saat 22.10
Güzelçamlı/Kuşadası

Mehmet Fikret ÜNALAN
( Gül Demiştim Adına başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 18.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.