Kapandı üzerime yalnızlığın kapısı
Dönenmiş bir geceyi aldı gözlerim.
Sivas akşamından alıp götürdü trenler
Ellerim arkamda. Ellerim kırgın
Karanlıkta binlerce yıldız kırpışır.
O artık küskündür ve belki suskun,
Biliyorum. anneme hicran yakışır...

Bir Kafeste gölgemin gölgesindeyim
Kuytularda kalmış masalları ninemin
Dokunma mavilere, bir an bak yüzüme
Yüzüm traşlı, yüzüm kan revan
Duvarlar duvarlara benimle bakışır
Ne olur gitme anne, ne olur susma,
Biliyorum. anneme hüsran yakışır...

Eskimiş peykelerle kapalı ranzam
Örtülmüş her bir yanı perdelerle.
Başım dizlerimde aşar okusam,
Suzidilaramı, tahirpuselikmi makam
Kızılırmak tozlu köpüklere karışır.
Bir ilkbahar ki, mışıl mışıl uykuda,
Biliyorum. anneme hazan yakışır...

Atta ya götürmüş poyrazlar kundağımı
Kollarımdan iki baston yürümekte,
Siyahtan daha siyah bir boşluktayım.
Dört yanımı tufanlar bürümekte..
Serçeler şimdi feryat figan ağlaşır,
İhtiyar bahçemde küskün akasyalar
Biliyorum anneme hüzün yakışır...

( Küskün Akasya başlıklı yazı çinuçen tarafından 30.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.