Bir kış sabahı görüyorum.
Beyaz gelinlik giymiş yeryüzü.
Bir telaş var sonbaharda,
Köprüden geçerken unutmuş ilkbaharı.
Mevsimlerde hazırlık safhası,
Yazı çıkmazdan kurtarıyorum.

Her mevsimde bulunur manavda meyveler,
Lakin baharda saklıdır en güzeli.
Her mevsim seni aşersede kalbim.
Hazıra konmak aşermiş kadınların vazgeçilmezi,
Ben hiç hazıra konmuş bir insan olmadım.
Bozmadım koyduğun düzeni.
Biliyorum ki hep aynı kısır döngü,
Başa döneceksin mevsimler gibi.
Üzülme başa gelen çekilir,
Başa gelen acının sürmesi.
Ve sen ey aşk,
Azrail’in ensemdeki nefesi,
Madem kurtuluş yok elinden,
zaman beni de yaz şehitler hanesine...

Hamamda keselendikçe ruhun,
İlk gençlik yıllarındaki gibi olursun Nasuh’un
Oysa kâğıt havlusudur gözlerindeki nemin
Edebin ilk göz ağrısı olan tesettür,
Bir zamanların Züleyha’sı olmaksa niyetin.
Ben Yusuf değilim.
Gönlünde aşk olan bir mecnunum.
Oysa Leyla da gönlünü kaptırmıştı mecnuna,
Fazla naz âşık usandırsa da,
Vesile kılar Allah’a kavuşmaya.
Var çok şükür Allah ile muhabbetim.
Yol arkadaşım ol isterdim.
Birlikte yol almak sonsuzluğa.
Hakkını yiyemem senin.
Sen soktun beni doğru yola,
Ardından gelmeyeyim diye kapattığında kapılarını...
 
( Şehitler Hanesi başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 29.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.