Ne ipi var şu köprünün ne tek bir somut dayanağı. Düşme ihtimali çok bariz… Hayır, sadece bir sanrı bu. Süzgeçten geçen duyguların cebelleştiği o zaruret dile gelmek adına avaz avaz bağırırken kelimelerin buğusu ile aydınlanmaya ve aydınlatmaya çalışıyorum. Cımbız ile çekiyorum her birini eşleştirmeye çalışırken ne varsa duyumsanan ve yapıştırıyorum tek tek. Zamkı sadece sevgi her ne kadar telaffuzunda zorlansam da zaman zaman zira duvara toslamak olası zikrederken uyanan yanlış bir intibaının yakıcılığı ömür boyu süründürecek güçte iken…

 

Tüm olumsuzluklara inat kelimelerin enginliği yürek ile eş güdümlü. Gönülden gönüle kurulan köprülerin üzerinde yürümekteyim kelimelerin o çığırtkanlığı ta uzaklardan çağırmaya başladığı ilk günden bu yana. Sessiz dünyaların sese ve güzelliklere açılan billur penceresi bakmaya doyamadığım.

 

Aslolan asaleti korumak yadırgansa da.

 

Asaletin muhteviyatı yordanan mütemadiyen anlamı duvardan duvara çarpan.

 

Ve tüm o kalın duvarlar kimine göre tuğla ve çimento bileşkesi kimine göre eşsiz bir zırh görünmezlik kisvesine bürünmek adına her ne kadar sükûtu hayale uğrama ihtimali yüksek bir seyir izlese de.

 

Kanıksanan ölçüsü biteviye ve sığınağın sığıntı addedilsen de.

 

Kavramların göreceli varlığı… Aka kara denen kızılın sarıya çaldığı, renklerin telaffuzu bile farklı yordanırken kolaysa zikret muhteviyatını tüm o imgelerin.

 

Gizil kimliklerin göreceli saflığı.

 

Saflığın eş güdümlü seyri adına iyi niyet ve hakkaniyet denen.

 

Kavram kargaşası alabildiğine nüksederken ince ince ve çalıntı bir sevinç ile devam edesi yola. Ne çalıntı bir ruh ne de eşgüdümlü seyri yolculukların yönü belirsiz bozuk bir pusulaya rağbet edercesine tenezzül dahi edemezken kendi ayak izlerine.

 

Boyunduruğunda nice korkunun; isimsiz, sıfatsız ve aidiyet duygusunu hepten yitirmiş. Yine de olası bir hata yaptıysan vay haline. Zuhur bulası emsalsiz tek tük hata belki de başına kakılası. Ne değişir ya da elden ne gelir anlamsızlığında anlama bulaşan sayısız seçenek eleye eleye hiç de doğru seçeneğe tekabül etmeyen.

 

Sıradan sıradanlığının sıra dışı suretlerinde can bulan. Can bulmak adına çalınan hayatlar. Nağmesi hatta edası tüm cevapsız soruların anlam olmaya dair nice anlamsızlık ile dolu iken sağımız solumuz.

 

Yönler anlamsız belki de hatta yıllar kayıp ve yitik nüansı ile can bulurken can çekişen yalanlara inat.

 

Nefret ve nidası suretlerin kılıksız körelmiş hayatların nezdinde yankısı bir ömür sürecek…

 

 

 

( Kelimelerin Enginliği... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.