Sistem, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre "1- düzen, 2-bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni" olarak ifade edilmektedir.
Sistemler yönünden ele almak gerekirse; çok boyutlu bir fotoğraf gibi konularımız.
O kadar çok ki, hangisinden başlasak!
Seçim tarlası:
Ne ekilirse o biçiliyor. Bütçe zengin ise, gıda maddeleri, alkol, çeyrek altınlar, makam koltukları, bol keseden vaatler...Sonrası bir gündür saat 17.00 de sona erer hasat ve hasılat...
Bütçesi zayıf olanlar seçim tarlasına bir şey ekemedikleri (dağıtamadıkları) için mahsul de alamazlar ve tarla nadasa kalmıştır, ümitlerin başka bahara (seçime) kalması gibi...
Parti başkanlarının tutumu, hitabet ve ikna gücü önemlidir. Etkin olabilmek için bu konuda dersler alınır. Delegeleri başkan seçer başkanı da delegeler. Al gülüm ver gülüm, ben sana sen de bana misali.
Peki bu sistem midir demokraside? Kesinlikle hayır! Sistemsizlik senelerden beri sistem olarak kabul edilmiştir ülkemizde.
Eğitim:
Yıllardan beri boz-yap oyununa çevrildi eğitim sistemimiz. Okula başlama yaşı, eğitim süreci, sınavlar ve metotları, yüksek öğrenim, öğretmenlerin varsayılan sorunları vs...
Yeterli eğitimi almadan diploma alan,
Seneleri çalınarak kafaları boş, gerçek yaşamda hiç işe yaramayan zırvalarla doldurulan,
Model davranışlardan habersiz saygısız,
Bilgisiz, cahil ama diplomalı gençlik.
Bir TV programında izledim, sokakta 18-25 yaş arası gençlerden oluşan yedi kişiye ayrı ayrı bir soru soruldu "İstiklal marşımızın yazarı kimdir" diye. Altı tanesi maalesef cevaplayamadı bir tanesi bildi Mehmet Akif'i...
Bazıları istisna olsa da, "bu maaşa bu kadar eğitim ve hizmet" diyebilen öğretmenlerin varlığı ile,
En başta eğitim sistemimiz sınıfta kalmıştır.
Okula gidiyor öğrenci, sözde eğitim alıyor ama aldığı bir şey yok aksine verdiği çok şey var: zamanı...
Peki bu sistem midir? Kesinlikle hayır! Ama ülkemizdeki bu sistem olarak kabul edilmiştir.
Hazineye tahsilat:
Ticari bir işle uğraşıyorsunuz, kanunlara saygılısınız, maliyeye kaydınız var yani vergi mükellefisiniz. Verginizi aksatmadan ödüyorsunuz. Buraya kadar herşey normal. Peki anormal olan nedir?
Vergilerinizi siz ödüyorsunuz, Nasıl olsa af gelir beklentisi içinde; bazıları ödemiyor.
Sosyal güvenlik pirimlerini siz ödüyorsunuz, aynı beklenti içinde bazıları ödemiyor.
Nitekim af uygulanıyor gecikme faiz ve cezaları affediliyor.
Gününde ödediğiniz için siz mağdur oluyorsunuz, mağduriyetinizin sebebi dürüst olmanız...
Peki bu sistem midir?
Son ayların hararetli konusuydu elektrikte kayıp kaçak. Türkiye ortalamasının üç katı elektrik kullanıp da ücretini ödemeyenlerin borçları, muntazam ödeyenlerin faturalarına yansıtılarak tahsil edilince bazı aboneler itiraz dilekçeleriyle haksız tahsil edilen kayıp-kaçak bedelini geri aldılar.
Mali portrenin boyutu o denli büyüktü ki yetkililerce kayıp-kaçak bedelinin geri ödenmesi yasaklandığı gibi ödenmiş bu bedellerin kendilerinden değil de, borcuna sadık diğer ödeyenlerden tahsil edilmesine karar verildi. Dürüst vatandaş yine cezalandırıldı...
İşin en garip tarafı ve mantık dışı olanı: Doğu ve Güneydoğudaki %85 abonenin kullanıp da ödemedikleri elektrik borçlarını batıdaki aboneler ödeyecek ve bu durum yasalaştı.
Evet, yasaya bağlandı...
Bundan böyle kimse, faturasındaki kayıp-kaçak bedelinin iadesi için kuruma baş vuramayacak, yasak!
Dürüst ve borcuna sadık kişi yine mağdur ediliyor başkalarının borçlarını ödemeye mahkum edilerek...
Peki bu sistem midir? Tabii ki hayır! Ama sistemsizlik sistem olarak kabul edilmiştir ülkemizde.
S İ S T E M ve A D A L E T ...
İdam cezası kaldırıldıktan sonra cinayetlerde çok belirgin artışlar oldu. Erkekler eşlerini acımasızca katlediyorlar.
Kadını öldüren adam tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalıyor, mahkemede kravatını düzelterek boynunu büküp "efendim" hitabıyla konuşunca iyi hal indiriminden faydalanıyor ve bir kaç sene ceza alıyor.
Erkeği öldüren kadın iyi hal indiriminden faydalandırılmıyor ve müebbet hapse mahkum ediliyor.http://www.radikal.com.tr/isparta_haber/yalvactaki_cinayet_sanigi_kadina_muebbet_hapis-1321632
Kadın erkek ayrımı adliyeye kadar yol almışsa,
Adalet sınıfta kalmıştır.
Peki bu sistem midir?
Anayasamıza göre hani ya insanlar eşittiler. Nimet kadınla Hüseyin neden eşit değiller?
Sistem nerede sormak istiyorum!
Ve ülkemizde düzgün giden, yerli yerinde ve olması gereken şekilde tam isabet bir sistem arıyorum, arıyorum ama bulamıyorum...
Sizler bulabildiniz mi?
Bunca karmaşa arasında yarınlarımızı nasıl görüyorsunuz? Net mi?
Selam ve saygılarımla...
Yurdagül Alkan.