Dün Ve Bu Gün
DÜN ve BU GÜN
Bir tay kıvraklığıyla koşup sekiyorken dün
Uçmuş avcumdan gençlik, maalesef ki bu gün
Zavallı bacaklarım taşımıyor gövdemi
Anıp avunmaktayım mazideki her demi
Artık eskisi gibi, çevik, güçlü değilim
Ya belim tutuluyor, ya konuşurken dilim
Artıyor gözlerimin ferindeki azalma
Gizli bir yarıştadır her hücremde bozulma
İlerlerken sinsice kemiklerde erime
Envaî çeşit ağrı saplanır her yerime
Şekerin kolestrolün hatırı mı kalırmış
Bunca ârâz içinde onlar da yer alırmış
Tansiyonun hiperi hiposu varmış meğer
Öğreniyormuş insan yaşı gelmişse eğer
Gastrit ve ülser ile tanışıp bir gün mide
Ekşiyip yanmalarla aktedilir akide
Dert etmemek lâzımdır beldeki bükülmeyi
Ve hiç eksik etmemek her fırsatta gülmeyi
Baypas ile yoluna devam etse de kalbim
Sayesinde işler hep ritme dayalı takvim
İhtiyâr bedenimin yükünü o taşıyor
Can kuşum ancak onun varlığıyla yaşıyor
Tükenince gün gelip köhne bedende tâkât
Silinir yeryüzünde, renk, ışık, ses, mevcûdat
Yumulur ebediyen gözler fâni âleme
Veda edilir zevke, kedere ve eleme
Ne içimde bir ukte, ne tavr-ı ahkâm kalır
Kızıl rengi tükenmiş simsiyah akşam kalır
(13.04.2014-Lüleburgaz)
Zekâi BUDAK
(
Dün Ve Bu Gün başlıklı yazı
Zekai Budak tarafından
24.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.