Seni benim gözümle görebilse kâinat
Işıyan güneşinden mehirinden utanır
Bir bakışın sırrına erebilse kâinat
Bilmem kaç milyar yıllık dehirinden utanır
Şimdi biraz bahsetsem saçının tek telinden
Bir vaveyla yükselir yorgun seher yelinden
Bülbül o an ayrılır gül isimli gelinden
Feryat figanla geçen ahirinden utanır
Cemalini söylesem ay kovar haleleri
Bir kardelen kederi soldurur laleleri
Yıkılır güzelliğin uyduruk kaleleri
Ülkeler en müstesna şehirinden utanır
İsmini misal verip tarif etsem etiği
Kim bilir kaç aşk için düşer veda tetiği
Ve en baştan yazılır kadim aşklar betiği
Zühre sevdaya küser Tahirinden utanır
Gözlerini anlatsam sevmeye dahillere
Makber bile küfreder aşk için rahillere
Martılar ki bir daha uğramaz sahillere
Yakamozlar öptüğü bahirinden utanır
Bir gülüşün Anka'yı küllerinden doğdurur
Şeytana öz oğlunu elleriyle boğdurur
Öyle ki Kerbela'ya sağanaklar yağdırır
Damla su'ya küser su nehirinden utanır
Ne yazsam eksik biraz ne söylesem fasarya
Seni tarif edecek sözler dilimde parya
Meryem isimli nisa seni tanısa var ya
Tüm mahlukata örnek fahirinden utanır
Henüz seni görmemiş güzeller sefa sürsün
Varsın Yusuf'u için Züleyha saçın örsün
Süleyman'a deyinde gelipte Belkıs görsün
Belki o çok sevdiği mühüründen utanır
Ey kaşı Kızıl Elma ey kirpikleri Turan
Ey şems'i kıskandıran yüzü kamerden nuran
İsminin geçmediği şiire karşı duran
Cemi cümle ilhamlar zuhurundan utanır
Mutlu Aydurmuş
(
Bir Şairin Tuvalinden başlıklı yazı
maydurmus tarafından
6.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.