Yalnız yaşıyordu Kemal .Mütevazi bir yaşantısı vardı .Orta yaşın biraz üzerindeydi yaşlılığı kondurmasa da kendine .Ruh yaşlanmıyor , içindeki çocuğu büyütmüyordu hiç . Kapatmıştı kendini yalnız dünyasına .İşte böyle geçiyordu günleri , dört duvar arasında .

Karşısına hiç ummadığı anda çıkmıştı Nedime . Sanal denen dünyada . Arada yazışıyorlardı nette . Tellerini alıp vermişlerdi birbirlerine , görüşüyorlardı zaman buldukça . Kendisi çok uzaklarda olsa da özlem gideriyorlardı . Bir gün ''bekle geliyorum yanına '' dedi .Çok heyecanlanmıştı Kemal . Günleri sayıyordu ve beklenen gün geldi . Kararlaştırılan yerde aldı soluğu . Elinde kırmızı bir gül ve küçük bir hediye ile . İlk defa göreceklerdi birbirlerini heyecandan eli ayağına dolaşmıştı Kemalin . Merhaba diyerek uzattı elini tüm bedeni titreyerek . Kavuşmuştu çok sevdim dediğine . El ele tutuşarak yürüdüler , sahil kenarında bir banka oturup denizi seyrediyorlardı . Gelecek güzel günlerden bahsediyorlardı . Yasladı başını Nedime Kemalin omuzlarına . Dudakları birleşti kendiliğinden ayrı geçen günlerin acısını çıkarırcasına . Zaman bir su gibi akıp geçmiş , ayrılık vakti gelmişti . Kenetlenen eller ayrılmıyordu bir türlü . Hüzünlenmişti ikisinin de yüreği , istemiyerek de olsa ayrılmıştı elleri tekrar görüşürüz diyerek . Yolcu ettiler birbirlerini . Dönecekti o çok sevdiği yine çok uzaklara . Görüşmeleri devam etti . Taki söylediği o söze kadar . Duyduklarına inanmak istemedi Kemal . Evli olduğunu söylüyordu canım dediği . Başından kaynar sular dökülmüştü . Yalan , riya üzerine kurulan sevgiden ne hayır gelirdi . Sanal aşkların yine sanalda kaldığını çok geç anladı Kemal . Ama yüreğindeki acıyı nasıl geçirecekti . Ayrılmaya karar verdi yüzüne haykırarak tüm gerçekleri . Ama karşısında ki bunu anlayacak biri değildi . Rahatsız etmeye başlamıştı yaralı yüreğini . Hiç düşünmemişti klavye arkasında ki kimlikleri . İnanan , seven ve yüreğinin bu yumuşaklığı , ruhunda derin izler ve yaralar bıraktı . Oysa bir zamanlar o aşk olduğuna inandığı ilişkinin kahramanı için gözyaşlarını akıtmıştı . Şimdi o gözyaşları sessiz sessiz içine akıyordu damla damla . Zoruna gidiyordu aldatılmak . Oyuncak gibi oynanmak . Nerden bilsindi ki karşısındakinin her türlü vicdan ve izandan yoksun olduğunu . Vicdanın ne olduğunu bilmeyenden vicdani değerler beklemenin boş olduğunu çok geç öğrenmişti . 

Artık geride: insana ve yaşama dair bir güvensizlik , belki de bir sevgisizlik kalmıştı . En kötüsü de bu değil midir ? içinde sevgi olmayan bir dünya ve o dünyada yaşamanın nefes alıp vermek olduğuna inanmış bir beden ...


Refik
04 . 03 . 2015
İstanbul
( Yalanla Başlar Yalanla Biter başlıklı yazı keskin2011 tarafından 4.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.