Hikaye / Anı Hikayeler

Eklenme Tarihi : 1.03.2015
Okunma Sayısı : 1059
Yorum Sayısı : 0















Buda böyle güzel yasanmış  güzel duygularımdı. Bukezde onların sanki bizlerle göbek bağları aynı gibiydi.  Biz olmazsak onlar olmuyorlardı. Bir gün tatil yapardık, o tatilimiz bilene yerel halk vede Türist`lerle  geçerdi neredeyse o şekildeydi. Bizse taban malzemeleri hepten kendimiz alırdık. İsim yapmış şirketlerden almazdık çünkü aynı malzemeyi yirmibeş kuruş ise onlardan

bir yetmişbeşe alırsın bu durumdada bizde kendimize göre  kendi kaynaklarımızla  işin içinden çok rahat sıyrılabiliyorduk. Şirketler aynı malzemeyi fiyatnıdan fazla katma değer katarlardı.'O nedenle az bir finansla çok gelir getiren malzemeleri kendi pazarımızda halka sunuyorduk..

Tabağa giden alt malzemeler her yerde aynıydı. Diğeri ise zengin şirketlerin ismiydi  ucuz pazarı gastoronomilere pahalıca sunumdu. Bizse isimsiz hiç bir Şirketlerin ürününü pazarlamada. Devir aldığımızda beş altı firma içine girmiş ürünlerini pazarlamak için.  Devir aldğımız aile ile anlaşma yapmışlar. İçeriden bu luzumsuz firmaları bir bir temizledik.

 Firmanın içinden hiç kimseye bağlı olmadan kendi sunduğumuz ürünleri sermayeye dönüştürdük. Pastaları kendim yapıyordum. Çok şey öğrendim araştırıyordum kitaplardan falan matamatik hesabı gibi yapıyordum. Ençokta käse keks deniliyor Türkiye`de onu sayamayacağım kadar çeşitlerini yapıyordum. Bu pastalarımızla Hollanda'ya kadar ün yapmıştık  hatdaha bir müşterimiz kendilerinin bu Käse keks pazarladıklarını ekspertiyim.. işletmecisiyim pazarlamacı yani!  Sizinkiler çok güzel nasıl yapıyorsunuz diye neredeyse formülünü isteyecektiler.

 Malesef bu şekildede olunca senin işletmendeki müşteriler çekilir bizde vermezdik kendi Förmülümüzü!  En çok pazarladığımız ürünümüzdü. Hollanda'lılar  Taaki oradan  gelip pasta alıp götürürlerdi Ülkelerine.. Hele bir müşterimiz vardı oda direk Hollandadan anne kızdı sırf bizi görmeye gelirlerdi.  480km.den. Bir gün yine bizim kaffenin terasisinde kahvemizi yudumlarken çarşıdan bize doğru geliyorlar.

Hollanda tatil köyü var yazlık iki hafta oradalar ama tam günüde bizim kaffede oturular, yerler içerler.  Kadın hep bizim kaffede yazı yazardı demekki ençokta bizi yazıyordu. Diyeceğim teraside ben kahvemi içerken ona bakarak gülümsedim!.

Ellerinde Çicek demeti bana doğru laf çaktı  söylemde bulundu direkten ne bakıyorsun akıllım bu Çicekleri sana ..  sana aldım!. Sevincim kat ve  kat artmıştı. Sanki ben orada yıldızdım. Bütün müşterilerimiz Çicek demetiyle bize eğlenmek kendilerini dağıtmak için ruh bulup  yeniden doğmuş gibi evlerine giderlerdi. Geceyi nasıl geçirirler bilmem orası soru işaretiydi!.

 Sabahın köründe tabiri yerindeyse aynı tatil köyünün insanları bizim pastahaneye dalarlardı. Anlaşılan insanların önyargılarınıda  yaptığınız bir işlede kırabiliyorsunuz. Onlarda anlıyor  bizimde bir "Ulus olduğumuzu hemide "Türk "Ulusu olduğumuzu biliyorlar. Sonrasında da saygı vede sevgi kat kat artıyor. Halkın Türk'lere olan İnsanımıza olan önyargılarını kırdık.  Savaşlarla yapamayacağın şeyi insanlık dersi vererek.. hemde  taparcasına başardık.

 Bizlerinde  insandan çok İnsan olduğumuzu anladılar. Kaldığımız "Ulusun "İnsanları  yani "Alman halkı tatil köyündeki!.  Kendi adıma birşey becerdiysem buda beni bizleri mutlu kılar.

Devir aldığımız kişiler bukez bizim emir kulumuz gibi oldular. Adamlar öyle düştülerki karşımda ağlıyorlardı. Önceleri kendi firmamızın içinde bize öğretirken emirbakilerdi burnumdan getirdiler. Bende burada bunu ögrendim: Bir iş yaparken işletmede Kardeşinde olsa mesafe vede imajını koruyacaksın.  Değilse senin imajın orada yok olur, istediğin gibi işini yönetemezsin bunu öğrendim. Koskoca işletmenin sahibi benim bir ekmeğime kadar muhtaç olmuştular. Aile çok havalılarmış insanlara tepeden bakanlar. Türk'ler olarak bayağı bir aşağılanıyorduk.

 Halk Türk'ler vede Türk halkı için ön yargılılardı!  Şehirlerindeki Türkleri kıyaslıyarak: Oradaki insanlarımızında pek alt yapıları yoktu.  Görüntleriyle direk Şehir yüzü görmeyen insanlarımızla doluydu orası onlarda haliyle "kırdan getirdikleri köy kültürleriyle Türk insanı imajını bozuyorlardı. Kendim Türk olduğum halde onlarıda korkuluk gibi görüyordum. Buradaki halkada o bakımdan kızmamak gerek ben anlamazsam kendi insanımın aynı "Ülkenin "İnsanı olduğumuzu elin Yabancısı nasıl anlasın.  Öylede bir soru işaret topluluk burada ikamet ediyordular. 

Türk'ler hakkındaki  bağnazlıklarını  ortadan kaldırdık yöresel halkın.  Köylerindeki Türk halkı hep aşağılanmış oranın halkı tarafından.  Bizleride o kefeye koyacaklardı.  Malesef tersi oldu bukezde biz Alman'ları dizginledik, kendi hizamiza getirdik. Adeta en çokta bana tapıyorlardı.   Bire bir yaşıyordum kendim. Yaşıyorduk eşimde içinde.

Anlaşılan illaki "Osmanlı tokatımı  yemeleri  lazımmış! İnsan önyargıdan önce biraz kitap karıştırır bilgisizliklerinden ağızlarına ne gelirse çamur atar gibi karşıya pata pat düşünmeden yargısız İnfaz gibi bir durumla karşılaşıyorsun! Onlar öylecede konutşukca gözümden bir bir düşüyorlardı  bu politik bir durum  vede senin işletmene kadar sızıyor rahatsız edici bir durumdu!. 

Türk yargısı vede aşağılanmak!  Yaptığımız işimizle, müşteri menmuniyetiylede, bilgimiz , güler yüz vede orada koyduğumuz kocaman içimizdeki Yüreğimizle onların dizginlerini kırdık. Bize tapılan neredeyse ibadet edeceklerdi! Dokunan dokunana sevgi seli aktı bukezde biz "TÜRK VARLIGINA"!.

işte "Türk'ün nekadarda sahte olmadığını;  "Ülkesinin "Varlığının  vede "Türk Kimliğinin "O "Şehirde "yüceliğini onların "gözüne soktuk. "Biz "Türk'üz.  Adamlar alış verişe gelirken demir paralarınıda ısıtıp getiriyorlardı!  Şefin ellerin üşümesin paralar sıcak diyorlardı.  Çıldırıyordum gülmekten kendimi alamıyordum. Onlar gülüyor  biz gülüyoruz güzel iki Ülke İnsanı olarak  SENTEZ  vede  Sevgi Köprüsü Kurduk. Herşeyden öncede bizlerinde bir İnsan olduğumuzu anladılar.
Saygıyla..

1.03.15.wederath`dan "Dönüs Korkmaz".


( Geçmişime Baktığımda Ben Ve İşletmem 1 başlıklı yazı Mosell 07 tarafından 1.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.