Sen çoktan köprüleri yıkmış, gemileri yakmışsın
Oysa
Gözlerim kapıda, kulağım her an zildeydi
Kollarını açmanı beni sarmanı bekledim 
Sen! Oralı bile olmadın
Yollarını uzatıp
Sokağımdan dahi geçmedin hiç!

O gün gelip 
Musalla taşına tabutum konulup önüne geldiğimde
Saf tutamayacaksın!
Uzaktan öylece bakacaksın!
Ne feryatlarını
Ne de ağıtlarını
Pamuk tıkanan kulaklarım duymayacak 
Döktüğün timsah gözyaşları
Hiç mi hiç fayda etmeyecek
Ben sessizce önünden geçip giderken
Yüzüne bile bakmayacağım!

Kim bilir?
El üstünde tutarlarken 
Sana tepeden baksam da göremeyeceğim yüzünü
Kalabalıklar içinde yok olacağım
Arayıp bulamayacaksın
Cami avlusunda yanıp kavrulacaksın
Gözyaşlarına boğulup
Arkamdan çaresizce bakakalacaksın!
Bakakalacak…

Seninle bir araya gelemedik
Ben bir adım geldim
Sen on adım geri gittin
Yolumuz
Cami avlusunda mı kesişecekti?
Son görevi tamamlarken mi karşılaşacaktık?
Neden?
Neden sevemedik birbirimizi doyasıya?
Neyimizi paylaşamadık
Ortak bir noktada buluşamadık
Yolumuz
Cami avlusunda mı kesişecekti
Musalla taşında mı helalleşecektik
Sana dualar ettim 
Yalvardım yakardım, diz çöktüm önünde
Çaresizliğimi görmedin
Sala’mı duyunca mı kollarını açacak
Bedenimi saracaktın?

Mustafa KARAAHMETOĞLU
27.02.2015

( Cami Avlusu başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 28.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.