“Demedim mi ben sana dolanma ana hây gönül
Vây gönül vây bu gönül vây gönül ey vây gönül”
Evet!. Şimdi sizi şiirle baş başa bırakma vakti...
İçimi ısıtacak bir bardak çay ısmarladım kendime
Sonra avare adımlarla aklıma takılan soruların cevabını aradım
yıllarda
Şirazesi sökülmüş bir kitaptı elimde anılar
Belki de bu yüzden derkenar ettiğim acılarım ihtiyar
Aşka, sevgiye, şiire, türküye alışık satırlar
Zalim bir soyguncunun ihtilâlinde sayfalar
Şimdi isyanların gölgesinde kutsalımdan soyup gerçeği
Cehennemden nişan cemreler gibi
Ateşin beni yakan o zalim zarafetiyle raks ediyorum
Yürüyorum adım adım ömür sermayesinin sokaklarında
Fedakârlığın sınırını zorlayan bir resim çizmiş felek
Saklı inciler gibi sözleri servetiydi şairin
Söz ile başlayan ruh ile sarmaş dolaş olan
Gecenin sabaha kavuşan saatlerinden sağıyor
Yağmur niyetine gözyaşı yorgunu gözlerim aşkı
Derin uykularda yazılan düşler gibi
Gecenin koynundan alıyorum sevmenin cinnetini
Canımı kanatan bir oktur gözlerinde düştüğüm malihülyalar
İnkâr etmiyorum cennetimdi yosun tutmuş gözlerin
Şimdi zindana düşmüş bir Leylayım hücresinde gözlerinin
Yâr yanık türkülerden yaktım bu gece yıldızları göklere
Serdim cemalini dolunayın yerine
Gönül telimi titreten saza dokunma
Beyit beyit dilime dolanır gecenin orta yerinde
Nöbet tutan sessizlik
Ne yazacağım şimdi kâğıda
Avucumda terlemiş üç beş kelâm
Tüm uzuvlarıma çöreklenmiş niyazlar
Busesiz nazlanır sanki tüm şarkılar
Zincirlere vurulsun beni mecnun eden
Menzilini şaşırmış tüm masalsı yalanlar
Mahşere üflenmiş bir sırdır aşk cinayetinin izini sürmek
Matem renginde şimdi ağlayan gönlümde şiir
Ben kaybettim gönlümü dilim neler anlatır
Nuray AYHAN…