(Bu gün ananemin ölüm yıl dönümü .Onu rahmetle anıyorum.)
Ananem, canım bir tane tontonum .Mahallenin Havva ninesi,ebe ninesi.Pişirdiği yenen ,diktiği giyilen, söylediği dinlenilen, yediden yetmişe herkesin sevgilisi, canım ananem.

Ananem tek katlı arkasında küçücük bir bahçesi bulunan bir evde oturuyordu.Evin yan tarafında kurulluk(üzeri kiremitle kapalı yanları açık ,altına odun ,kömür ve fazlalık eşya konan hayat tarzı bir yer)bulunuyordu .Arka bahçenin bir köşesine iki oda yapıp dayımı evlenince oraya almıştı. Dayımın iki çocuğu vardı.
Bizim evimizde anneannemin evinin iki sokak arkasındaydı.Okula giderken mutlaka anneanneme uğrar dayımın çocukları ile beraber giderdik.Öğle yemeklerini bir gün bizde bir gün dayımlarda yerdik.Okul çıkışı derslerimizi birlikte yapar birlikte oyun oynardık.Annem evimizin karşısındaki “Arnavut’un Bahçesi” dediğimiz serada çalışırdı.Onun için genellikle dayımlar da oynardık.Havaların soğuk olduğu zamanlarda yengem bizi dışarıya salmazdı. güzel havalarda evin yan tarafındaki hayatın altında oynardık ,oyuncağımız ananemin çalıştığı fabrikadan getirdiği çamurlardı.Anneannem ve dedem kiremit fabrikasında çalışıyorlardı.Bu çamurlarla çömlekler ,evler ,oyuncaklar yapardık.En büyük zevkimiz buydu.

Anneannemin evinin bir odasında sadece yer minderleri ve bir köşede kuzine soba bulunurdu.Kış geceleri çoğunlukla burada toplanırdık.. Anneannemi ve dedemi hepimiz çok severdik hele ananemin yemeklerine bayılırdık.Her cumartesi akşamı bizim için bayram gibiydi.Çünkü ananemin kuzine sobasında ,toprak güveçte pişirdiği fasulye yemeği ziyafeti vardı.Sokak kapısından içeri girer girmez mis gibi kuru fasulye kokusu gelirdi burnumuza.Öyle etli falan değil içinde acı kuru biberli mis gibi kuru.. Ananem sabahtan hazırlığa başlardı akşam için .Ekmek yapar, kuzinede fasulye ve tavuk kapama üzüm hoşafı ah harika …Ağzımız sulanırdı,erkenden acıkırdık.. 

Akşam sofrada tam on iki kişi olurduk.Ananem ,dedem,bekar dayım ,evli dayım ve çocukları,bizim aile...Neşeyle yenirdi yemekler.Evlerde şebeke suyu yoktu bahçedeki tulumbadan su çekilirdi.Yemek sonrası dedem ellerini yıkasın diye ibrik leğen getirirdik.Birimiz leğeni tutar birimiz su döker bir diğerimizde havlu tutardık…Daha sonra dedem her zaman yaptığı gibi “Hadi bakalım çöp çekeceğiz ,kısa olanı çeken bulaşıkları yıkayacak.”derdi.
Fakat her seferinde yine annem ve yengem yıkardı…

Orta okul ikinci sınıfa geçtiğim yazı hiç unutmam hayatımın en acı en üzüntülü yazıydı.Henüz 28 yaşında terzi olan en küçük dayımı kaybettim.Doktorlar beyin kanaması olduğunu söylediler.O yazdan sonra anneannemin kuru fasulye partileri bitti.Bir daha kuzinede fasulye pişirmedi.

Yıllar geçtikçe dedem de ananem de içine kapandılar.Hiç yüzleri gülmedi.Ben liseye başladığım sene dedem rahatsızlandı doktorlar akciğer kanseri olduğunu söyledi. Üç ay sonra vefat etti.Son nefesini verirken baş ucunda biz ve dayımlar vardı.Son sözü ise rahmetli dayımın adı oldu…Ananem ise dedemden sekiz yıl sonra vefat etti.Her kuru fasulye pişirdiğimde ananem aklıma gelir fakat o lezzeti bulamam..

Ah büyüklerimiz,benim dört atamdan hayatta olan yok onları özlüyorum..(İki dedem ,babaannem ve anneannemi kaybettim.)


( Anneannemin Fasulyesi başlıklı yazı nazlıgül12 tarafından 25.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.