1
Mezuniyete günler kala,
senenin son finali hınca hınç dolu amfide…
‘’Süreniz doldu
arkadaşlar. Sınav kâğıtlarınızı derhal teslim edin. Bırakın kalemleri.’’
‘’Teşekkürler, hocam.
Buyurun.’’
‘’Sen, gözlüklü
arkadaşım. Bakar mısın? Konuşacaklarımız var. Gelir misin?’’
‘’Hayırdır, hocam.’’
‘’Biliyorsun konunun ne
olduğunu. Görmedim mi sanıyorsun?’’
‘’Neyi hocam?’’
‘’Şu an sınavını iptal
ederim ve dört yılın yanar.’’
‘’Dört değil altı
hocam.’’
‘’Demek ki kopya
çektiğini kabul ediyorsun.’’
‘’Madem bu kadar eminsiniz
derhal şikâyetçi olun.’’
‘’Alttan başka dersin
var mı?’’
‘’Vardı ama verdim. Bir
tek bu günkü ders ile cebelleşiyorum. İki yıldır veremediğim tek ders: Eğitim
psikolojisi.’’
‘’Nasıl geçti peki bu
yoğun çabaların neticesinde?’’
‘’Sizce?’’
‘’Soruma soruyla cevap
verme.’’
‘’Neden bu kadar
müsamahakârsınız?’’
‘’Halden anlarım. Ne de
olsa öğrenci psikolojisi. Üstelik son sınıf öğrencisisin.’’
‘’Bu iyiliğinizi ömür
boyu unutmayacağım’’
‘’Kim bilir, belki de
kötülük yapıyorum.’’
‘’Hocam, siz bir
meleksiniz.’’
‘’Çıkabilirsin.’’
‘’Hocam…’’
‘’Konuşacaklarımızı
konuştuk. Yolun açık olsun arkadaşım.’’
***
‘’Islatalım artık şu
kemikleşmiş mezuniyetini.’’
‘’Şans yüzüne güldü
sonunda Muzo. Bir altı yıl daha sınava girseydin ömür billâh vermezdin.’’
‘’Suskunsun, adamım.’’
‘’Hangi dersin hocası,
Muzo?’’
‘’Doktora öğrencisi
olduğunu biliyorum sadece bir de çok güzel gözleri olduğunu…’’
‘’Bakıyorum,
etkilenmişsin.’’
‘’Nasıl oldu da sene
başından beri hiç rastlaşmadık?’’
‘’Kütüphaneden çıktığı
yok ki hatunun. Güzel olduğu kadar akıllı da.’’
‘’Hadi, bırakalım bu
boş işleri. Şerefe arkadaşlar…’’
***
‘’Nilüfer Hanım, bölüm
başkanı sizi görmek istiyor. Odasında sizi bekliyor.’’
‘’Hocam, merhaba. Beni
görmek istemişsiniz.’’
‘’Gel, Nilüfer.
Nasılsın?’’
‘’Yoğun ve yorgun hocam.
Sınav kâğıtlarını okuyorum dünden beri. ‘’
‘’Sınavda dikkatini
çeken bir şey oldu mu?’’
‘’Ne gibi hocam? Her
şey gayet yolunda.’’
‘’Ne demek istediğimi
pekâlâ anladın. Okuduğum kâğıtlardan biri fazlasıyla dikkatimi çekti. Kimden
bahsettiğimi sanırım anlamışsındır. Zorlamayım seni. Konu Muzaffer. Hiç
beklemezdim ondan. Ve senden de…’’
‘’Ne gibi hocam?’’
‘’Adam kâğıdı baştan
aşağı bilgiyle donatmış. Hem de eksiksiz.’’
‘’Demek ki oldukça
çalışmış.’’
‘’Sanmam. Üç yıldır
veremediği tek ders ve aldığı not seksenin üzerinde.’’
‘’Bir imada mı
bulunuyorsunuz hocam?’’
‘’Anladın ne demek
istediğimi. Endişelenme. Bu aramızda kalacak. Bilakis memnun oldum ve takdir
ettim seni. Ama bir daha olmasın. Kafamda seninle ilgili soru işaretleri vardı
kadroya alıp almama konusunda ve bu engeli bu sayede aştın.’’
‘’Sonuç ne hocam?’’
‘’Artık asistanımsın
Nilüfer. Pedagojik yönden tartışılır bu tutumun ama artık eminim senden.
Sonuçta fabrika üretimi yapmıyoruz burada. İnsan yetiştiriyoruz bu çatı
altında. Ve empati kurman beni umutlandırdı. Sana son bir tavsiyem var
Nilüfer.’’
‘’Dinliyorum, hocam.’’
‘’Muzaffer’den uzak
dur. Asla muhatap olma, kızım.’’
‘’Bu konuda şüpheniz
olmasın.’’
‘’Hayırlı olsun,
Nilüfer. Sen gerekli evrakları bir an evvel hazırlarsın artık. Çıkabilirsin.’’
***
‘’Nilüfer Hanım,
kutlarım sizi. Kadronuz hayırlı olsun. Odanız da…’’
‘’Teşekkür ederim, Zerrin Hanım. Bu çiçekleri masama kim bıraktı, gördünüz
mü?’’
‘’Ben de henüz geldim.
Bilmiyorum kimin bıraktığını.’’
‘’İyi de oda
kilitliydi. İkimizin dışında kimsede anahtar yok ki…’’
‘’Belli ki kapıyı
kilitlemeden çıkmışsınız.’’
‘’Neyse, daha dikkatli
olurum.’’
‘’Aklıma gelmişken
Nilüfer hanım, son sınıflardan bir öğrenci sizi sordu bugün.’’
‘’Çıkaramadım.’’
‘’Adı Muzo. Bölümün
kıdemlilerindendir. Nasıl olduysa tüm dersleri vermiş. Çıkışını almaya
gelmiş.’’
‘’Teşekkürler Zerrin
Hanım. Ben çıkıyorum. İyi akşamlar.’’
‘’Görüşürüz. Dikkatli
olun.’’
‘’Neden ki…’’
‘’Bir nedeni yok.’’
***
Kampüsteki otoparkın
girişindeki bekçi kulübesi…
‘’İyi akşamlar Rüştü
Efendi.’’
‘’Merhaba Nilüfer
Hanım. Erkencisiniz bugün.’’
‘’Evet, çok yorgunum.
Erken çıkayım dedim. Arabanın anahtarını alabilir miyim?’’
‘’Buyurun, efendim.
Sizinkinin haricinde araba yok otoparkta. Yaz tatili başladı mı kimseler
kalmıyor kampüste.’’
‘’Bana tatil haram
Rüştü Efendi. Daha eve gidip ders çalışacağım. Teze üç beş ekleme yapacağım.
Bizim binada elektrikler kesik değildi çıktığımda. Yeni mi kesildi?’’
‘’On dakikadan beri
kesik. Şu alt çekmecede fener var. Bir zahmet bakarsınız siz.’’
‘’Sorun değil Rüştü
Efendi. Ben bulurum. Sen çık.’’
‘’Kapıyı dışarıdan
kilitliyorum. Zaten sizin araba otoparkta.’’
‘’Hangi çekmece, Rüştü
Efendi? Çıktın mı yoksa… Bulamıyorum. Kim var orada? Rüştü Efendi, sen misin?
Ses versene.’’
‘’Selam, hocam.’’
‘’Kimsin sen?’’
‘’Bu kadar çabuk mu
unuttun beni?’’
‘’Ne saçmalıyorsun? Ne
istiyorsun? Uzak dur benden. ‘’
‘’Mezuniyetimi bir de
seninle kutlamak istedim kanatsız meleğim.’’
‘’Defol git. Uzak dur
benden. Bak, fena olur.’’
‘’Kaçacağını mı
zannediyorsun. Sen de unutamadın beni, biliyorum.’’
‘’Kim olsa aynı şeyi
yapardı. Seninle bir ilgisi yok. sadece empati kurdum. Git, diyorum.’’
‘’Karanlık ve sen…’’
‘’Bir adım daha
yaklaşırsan avaz avaz bağırırım.’’
‘’İstediğin kadar
bağır. Kimseler duymaz seni.’’
‘’İmdat, imdat!’’
‘’Nilüfer, iyi misin
canım?’’
‘’Neredeyim ben?’’
‘’Odandasın, uyuyakalmışsın.
Tam çıkacaktın ki birkaç kâğıt daha okuyayım dedin. Sen iyi misin?’’
‘’Nerede o?’’
‘’Kim nerede?’’
‘’Kusura bakma Zerrin.
Sanırım kâbus gördüm.’’
‘’Çok çalışıyorsun. Biraz
rahat ol canım. Ben çıkıyorum. Sen iyisin, değil mi? Bak, aklım sende
kalmasın.’’
‘’İyiyim, merak etme
sen.’’
‘’Sen de erken çık.
Bizden başka kimse kalmadı bölümde.’’
‘’Endişe etme.’’
‘’Geçe kalma. Bilirsin
ara yol fazla tekin olmaz.’’
‘’Görüşürüz, Zerrin.’’
**
‘’Hay, Allah sırası
mıydı şimdi. Karanlıkta nasıl çalışacağım şimdi. Telefonun da şarjı bitmiş. En
iyisi çıkayım ben. Zerrin, canım sen misin? Kim var orada? Zerrin sen misin?’’
‘’Merhaba, meleğim.’’
‘’Ne işin var burada?’’
‘’Nasılsın görüşmeyeli?’’
‘’Hayır, hayır…’’