Nice kavak yeli eserken serde,

Esir etti siyah çeşm’in sihri yâr.
Aralandı birden zifiri perde,
Doğdu üzerime ebed mihri yâr.


Çıktı yüreğimden ağyârın derdi.
Hüzünü haz edip yoluma serdi.
Adın her azâmın olmuştur virdi,
Düşürmem dillere demem cehri yâr.


Soyundum dünyanın gam libâsını,
Gözyaşım yıkadı gönül pasını,
Geç de olsa buldum haslar hasını,
Mihmân kabul etmez gönül şehri yâr


Gölgelere mahkum olmuş kendimi,
Pervane eyledin yıkıp bendimi,
Aklım zay oluyor adın dendimi,
Neyleyim sen yoksan yalan dehri yâr.


Dil tarif edemez,biçilmez paha.
Sevdamı yüklerim çektiğim aha.
İçimde hasretin kalktıkca şaha,
Meded kıl içirme isyan zehri yâr


Geri çeviremem zaman çarkını
Yaş kemale erdi aştı kırkını
Senin ile buldu doğru arkını
Akamaz gayrıya sinem nehri yâr


Nakş’ı hayalimdir canan didârı
Sebeb-i necatım hayat medârı
Yıkılsın ömrümün dünya cidarı
Görünsün bu câna vuslat bahri yâr


Muhtacım dest’ine,sendedir çâre.
Kurbandır bedenim,dil pare pâre.
Vâsıl olmak için yâr gibi yâre,
Bin can olsa azdır aşkın mehri yâr.


Ahmet İslamoğlu



( .....mehri Yâr başlıklı yazı günahii tarafından 16.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.