Alışmışız çocuğum kasaba hayatına,

Büyük küçük herkesin hatırını sorarız.

Kapıdan çıktığında selam verecek insan

Gözüne baktığında gülecek dost ararız.

 

Alışmışız çocuğum mahalle hayatına,

Hasta bizim hastamız, ölü bizim ölümüz,

Aynı güneşle açar, aynı rüzgârda solar

Ayrı ayrı bahçede yediveren gülümüz.

 

Yürekleri sarardı köylerde aşk alevi,

Büyüğe istisnasız gösterilirdi saygı.

Küçükleri korumak her büyüğün görevi,

Ve yanlışa düşenden herkes duyardı kaygı.

 

Manevi değerlerden koparmış büyük şehir.

Sorsan hepsi medeni, sorsan her biri çağdaş,

Tabiat ters yüz olmuş, tersine akar nehir,

Her taraf da bir telaş, ne kol kalmış ne de baş.

 

Ne büyüğe saygı var, ne küçüğe sevgi var

Zaman o zaman değil, herkes başka havada

İnsanı esir almış para denen anahtar

Herkes kendi rızkını pişiriyor tavada.

 

Yavuz hırsız bağırır, “Ben haram yemiyorum!”

Yalan konuşmak moda, hepsi çürük karakter.

Yapılan haksızlığa boyun eğ demiyorum

Başkasının hakkına saygı göstersen yeter.

 

Milletin efendisi bir zamanlar biz idik

Şimdi selam verdiğin yerden kovulur olduk

Hakkımızı ararken arandık didik didik

Copla, tekmeyle, sözle bizler dövülür olduk

 

Coşari der ki evlat! Özde bir şeyler noksan.

İnsansın, Müslümansın, helal süt emmişsiniz

Bu mudur medeniyet, bu mudur çağdaş insan

Manevi değerleri mezara gömmüşsünüz

 

İbrahim COŞAR

( İnsan Ve Şehir başlıklı yazı İbrahim COŞAR tarafından 1.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.