Dişlerin beyaz inci, saçların sırma güzel
Şu bîçare gönlümü ne olur kırma güzel
Baktığımı görünce başın düşüyor yere
Günahkâr gözlerini benden kaçırma güzel…
Bu ne telâş, bu ne hız hayrola nere güzel
Gittiğin yolun sonu bir derin dere güzel
Ölür müsün bir lâhza durup da gülümsesen
Ya da “merhaba” desen bana bir kere güzel…
Ey eşimden dostumdan bağımı kesen güzel
Belâ rüzgârı gibi başımda esen güzel
Gördüğüm günden beri aklımdan çıkmıyorsun
Sihir misin büyü mü, söyle nesin sen güzel?..
Nasıl desem bilmem ki vallahi zorsun güzel
Beni derdest eyleyip ateşe korsun güzel
Yoksa gerçek değil mi gözlerinde yandığım?
Eğer rüya ise bu, bir Yusuf yorsun güzel…
Adını hülya koyup her an andığım güzel
Edasına, nazına safça kandığım güzel
Meğer bir ömür boyu havanda su dövmüşüm
İçi de dışı gibi güzel sandığım güzel…
Ahmet KÖKEN