Hicap ettiğim o devasa boşluğun nihayeti

Oysaki nazarında bir çiy tanesi

Aşkın rüzgârında savrulan.

Kıdemli bir var oluşun tek imgesi

Adımı çağırırken hüsran en uzaktan

Sesimi duymaz iken bir Allah’ın kulu.

 

Çırpınışlarım ve soluk kaderim

Yoksunluğum hatta yokluğunun

Yürekteki izdüşümü.

Katmerli ola ki yalan

Sonsuz deme sakın

Sığmaz yere göğe ettiğim kelam.

 

Rütbem ayrılık

Yolum Hak yolu

Belki de kocaman bir halka

Boynumda asılı duran.

Çoktan çektiler ipimi

Çok zaman oldu vereli hükümlerini

Issızlığın sığıntı kollarında

Muhafazalı dünyamın koridorlarında

Per perişan bir benlik

Defalarca küllerinden doğan.

 

Üslubum nasıl durağan

O kimlik ki kayıplarda

Sığdırabildiğim kadar içine hicran.

O asude varlığın peşinde bir kere

Bazen sona ermek olsa da

Aslolan değil midir ermek hidayete.

 

Alabildiğine efsunlu şu âlem

Olabildiğine eşlik eder dost bildiklerim

Hançerlensem de yürekten

Sevgi her dem vazgeçilmezim.

 

Nazarında niyazında yankılanan çığlıklar

Sığınmış iken savurur rüzgâr.

Savrulmak olsa da bedeli

Her birimiz değil miyiz

Hayat denen yolun neferi.

 

Yanık bir türkü kadar yakan bağrı

Hala çözemediğim varlığımın

Onca teferruatı.

Yüklü yürekler alabildiğine

Kim bilir neler saklı en derinde

Onca insan onca yakarış biteviye…

 

( Issızlığın Sığıntı Kollarında başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.