Günü gelince sarı denizlere küller serperiz. Gökyüzüne şiirler ekeriz. Şarkılardan hüznü içip, yürekteki gözyaşlarını gönlümüzün üşümüşlüğünde bekletiriz. Dil tutar acıyı, yürek şiirlere mayalar sancıyı ve tohumlanır sevda, tıpkı yaşamak gibi...
 




Yüzüm döküldü şimdi firari sulara
Sürgün çağrılar ülkesine gidiyorum
Unuttum ruhumdaki yasak sevişmeleri
Yüreğindeki kaçışların izini sürüyorum.

Pas tutmuşum, masallarım vurulmuş can
Rüzgâra yok direncim, ayağımda kan izleri
Kapanan kapıların ardındayım, çöldür deryam
Kaybolmuş
aşk, fırtınalara vurgun gizlerin.

Ruhumda
çocukluğum, kimseler yok sokaklarda
Nicedir parçalanmış burçlar ülkesinde yorgunum
Bedenim sus/ma/larda zor soruları yanıtlıyorum
Bir sessizlik bildirisi okuyor yorumunu bilmiyorum.

Söz düşürünce
heceye ritmi, iz peşinde ömür aşarım
Bütün kuşların kanatlarında ustura sevdalar yaşarım
Yaşamak senin özün, al yalaz dağlarda aç da yatarım
Ar içimizde gizli sevda,
aşk tuzumuzu aşımıza katarım.

Düne sakladık
aşkı, kirletilmeden tövbemiz olsun yar
Gecikmiş yargılardan arındırıp geçmişin yaralarını sar
Ört
gece saçlarınla yaralarımı, güvercin öpüşlerine al
Vursan sözlerinle aman demem, şu ozan yüreğimde kal.

Selahattin Yetgin

( Düne Sakladık Aşkı başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 17.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.