Ayaz vurur gül uslanır

Yağmur yağar güz sonrası

Bir kıvılcım düşer eteklerine mazinin

Saçlarımda is kokusu


Çeker götürür adımlarım

Karşımdadır kız kulesi

Bakıştıkça koyulaşır yalnızlık

İkimizde başımızı dik tutarız

Paylaşmayız nedense


Martıların çığlıkları acıdır

Benzer annemin yarına ekmek yok

Diyen sesine

Yutkunurum yenilmişliği

İşte tam böyle


Islak kaldırımlarda titrer ışıklar

Öfkesini alıp  çekip giderken bulutlar

Kalır gökyüzünde bir kaç sönük  yıldız

Ey mehtap sizde mi  göçmen kuşların

Vaadine kandınız


Gün toplanır açılır tezgahlar

Bağırır taze balık diye  bir satıcı

Oh  be ben yokum  bu kavgada artık derken

Yığılır bir yanıma varoşta ki çocuklar

Kaldıramam


Hicran bir makamda geçer gece

Utangaçlıktır biraz  alaturkalık

Nasıl desem

Hani aşka yeterdi ya

Bir dilim ekmek bir baş soğan

Belli ki eski bir hikaye


Karşı kıyıları süzer gözüm

Denize karşımı pencerelerin

Yaktıkça ayaz yanar gözbebeklerim

 Acaba şu parlak ışıkların

Hangisindesin


Eski günlere duysam da özlem

Ellerimde yağmur gözlerimde nem

Katmerlenir aşk bende her dem

Tükendi heyecanım

Gelme artık gelme istemem

Bu bende ki tiryakilikten


 Ümit Seyhan




( Ayaz Vurur Gül Uslanır başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 17.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.