Gül düştü has bahçeme, şimşek gibi faniden,
Goncanın kokusuna, bülbül gelir mi bilmem.
Zifiri karanlıntan, selam geldi aniden,
Tesbih sefa çeker de, sabrı bulur mu bilmem.
Dilek tutsam kapımı,nasip çalarmı bilmem
Bir gümüş tabakada, ömrümün tüm nisabı,
Yıkandıkça yıkar da, giyer kirli esbabı,
Bilmem nasıl ödersin, sende kalan hesabı,
Helâl etsem hakkımı, vefa bilir mi bilmem.
Dilek tutsam kapımı nasip çalarmı bilmem
Sen dur! Vurma sırtıma, rüzgar alır tozumu,
Dilim düğümlenirse, kesme sakın sözümü,
Ufuktan doğan güneş, ilk kez öptü yüzümü,
Batmasına batar da, yüzüm güler mi bilmem,
Dilek tutsam kapımı nasip çalarmı bilmem
Çile kahır değil mi? Yumağıyla ördüğüm,
Gün vuslata takılmış, zaman sanki kör düğüm,
Hayra alâmet değil, bu sende ki gördüğüm,
Kader yanıp ağlasa, zahir dolar mı bilmem.
Dilek tutsam kapımı nasip çalarmı bilmem
Duyar isek Mevla'nın, gel diyen çağrısını,
Azrail nerden bilsin, bu gönül ağrısını,
Mezarcı bilir elbet, bu işin doğrusunu,
Senle mezarlarımız, yakın olur mu bilmem
Dilek tutsam kapımı ,nasip çalarmı bilmem
HARUN YILDIRIM
(
Bilmem başlıklı yazı
Harun Yıldırım tarafından
16.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.