Narin yapraklı lotus rengine mi sitemin
Karanlığa sığındın kokuna mı matemin
Marmaray’a karıştı gözlerindeki nemin
Rüzgarın öyküsüydü İstanbul’da hayatın
Meydanları musallan Boğaziçi tabutun
Balçıkla yoğrulandın ham sözlere darıldın
Kir tutmaz düzeyinde kem gözlere kırıldın
Tacı tahtı bıraktın som közlere kuruldun
Çamurun ürküsüydü İstanbul da hayatın
Martının çığlığında viran oldu mabetin
Hayat denen hanede yaşadıkların somut
İğnenin deliğinden geçerse nebze umut
Gökyüzü ağlamazdı ne de bir parça bulut
Yağmurun türküsüydü İstanbul’da hayatın
Adresi bilinmeyen topraklarda gömütün
Sürgün yemiş yılların gözlerinde izi var
Beden yorgun yaralı yüreğinde sızı var
Gülmeyen talihsize kader diye yazı var
Hamurun ülküsüydü İstanbul’da hayatın
Yoluna baş koyduğun eğildiğin mabutun