Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 25.11.2014
………………………………………………………….
Aşağıdaki “Köprü Altı Niçin Kapalı”
başlığı altındaki yazımı 28. 8. 2014 günü yazmıştım. Hiçbir yetkiliden hiç bir
haber gelmedi. Ne Milli Eğitime bakan
Vali Yardımcısından, nede milli Eğitim Müdürlüğünden. nede belediyelerden.
Bugün yine baktım, hala kapalı ve boş. Emekli ve yaşlı öğretmenler soğukta
bahçede oturuyorlardı. Sözü edilen köprü altının boş durmasından kime ne yarar
var? Bir türlü anlayamadım. Çalışınca da kime ne zararı var? Konuyu tekrar gündeme getiriyorum, üç ay önceki yazdığım
yazımı aşağıya alıyorum ve haber
bekliyorum.
Gaziantep Öğretmen Evi’nden söz ediyorum
.Köprü altı niçin kapalı? Önce öğretmen evinin bir üyesi olduğumu
söylemem gerekir. Ramazan ayının başıydı. Karakedi Pastanesi’nin önünden
öğretmen evine doğru yürürken, Neşet KARAKURT hocamla karşılaştık. Nereye
dedim, Dedi Köprü altına gidiyorum. Bu yaştan sonra sana köprü altı
yakışır mı sana diye şaka yaptığımda; bizim köprü altı tadilatta,
onun için Birecikliler Derrneği’ne giidiyorum dedi.
Fakat aradan geçen üç ay zaman içinde öğretmen evinde ne bir tadilat var,
ne de bir değişiklik görülüyor. Burasının adı üzerinde “ÖĞRETMEN EVİ”.
Burası, öğretmenlerimizin bir aile yuvasıdır. Bir soğuk su, bir maden
suyu, bir bardak çay veya neskafe içip, oyun oynayıp vakit
geçirdikleri bir yerdir. Ben şahsım olarak hiçbir oyun oynamam. Ancak
Almanya’dan Burhan Özdemir, Ankara’dan Mehmet Şevket İspir veya iş adamı Cuma
Salman ile bir araya gelirsek, birer çay içip, bir açık basra atabiliriz.
Bunun dışında öğretmen evi benim çay içip, üç beş arkadaşımla
sohbet ettiğim bir mekandır.
Üzülerek
söylüyorum, burası öğretmen evidir. Daha açıkçası öğretmenlerimizin evidir.
İsim vermek istemiyorum. Bunların içinde çok sevdiğim ve saygıdeğer
öğretmen arkadaşlarım, öğretmen evi dışında bir çayhane arıyorlar ki, oyun
oynayıp vakit geçirmek için. Ömrünü eğitimle geçiren saygıdeğer
öğretmenlerimize bu köprü altı çok görüldüyse, sözü edilen yeri kapalı
tutanlara yazıklar olsun. Bunlar burada günah arıyorlarsa, bunun
günahı can incitici değildir. Günahı can incitici yerlerde arasınlar.
Tabiri caizse sözünü ettiğim dostlarım, yuvası dağıtılmış kuşlar gibi dağılmış,
kendi kendilerie yeniden bir mekan aramaktadırlar. Fakat kafalarına göre yeri
hala bulmuş değillerdir. Bunların bu haline üzülmemek elde değil.
Öğretmen evine satranç, dama oyunları gibi, daha olmayan oyunları
getirmeli iken, Köprü altını kapalı tutuyorlar. Sebebini bir türlü anlamış
değilim. Aklıma şu da geliyor: Köprü altında üç aydır epeyce fare
üredi. ''Acaba köprü altını fare üretimine mi tahsis ettiler''
sorusu da aklıma geliyor.
Doğrusunu
söylemek gerekirse sözümü tekrar ediyorum, bu olay beni çok üzüyor ve zaman
zaman düşündürüyor. Neden mi? Burada içki yoktur, kumar da yoktur. O zaman Bu
üzücü olayın sebebi nedir? Öğretmen Eviniin Müdürü Hüseyin İNAN Bey ile
dostluğum, ahbaplığım yoktur ama, kendisini iyi tanır ve severim. Oldukça kibar
ve saygın bir kişiliğe sahiptir. Kendisini göremiyorum ki, soram.Bazı kişiler
müdüden kaynaklanmadığını söylüyorlar O zaman kimden kaynaklanıyorsa o,
biraz duyarlı olsun, konu ile ilgilensin diyorum. Ben buradan
ilgililere sesleniyorum. Lütfen sesimi duysunlar. Ömrünü ülkemiz
çocuklarına verdikleri eğitim ve öğretim ile geçiren öğretmenlerimizi zor durumda
koymasınlar. Sözü edilen KÖPRÜ ALTI’nı hizmete açsınlar diyorum. Onlar
KÖPRÜ ALTI’na değil, daha güzel, daha mükemmel mekanlara layıktırlar.
KÖPRÜ ALTI Onlara çok görülmesin, YAKIŞIK ALMIYOR diyorum.Saygılarımla.