Her şey çok güzel güzellikler penceresinden baktığımızda Ayşe ip atlıyor Hasan okuldan gelmişti Osman dede ise gelinine çay demletmiş balkonda içiyordu Ayşe ve Hasan çok güzel kardeşlerdi Ayşe Hasan dan iki yaş küçüktü Hasan ise tam on iki yaşında idi babaları murat bey evin geçimini çiftçilik yaparak sağlıyordu eşi Fatma hanım evin işleri ile ilgileniyor bütün yük Fatma hanımın omuzlarındaydı ama en önemlisi her şeyden önce mutluluk saçan bir aile olduklarıydı Ayşe ile Hasan balkona gelerek dedeciğim bize hikaye anlatırmısın dediler Osman dede gelin bakalım oturum şöyle yanıma dedi ve gömleğinin iç cebinden cüzdanını çıkardı ve arasına sıkıştırmış olduğu tarağını çıkartarak kim benim sakallarımı tarayacak dedi hem Osman dede çocuklarla oynamayı seven biriydi Ayşe ve Hasan dede biz artık büyüdük ama genede senin sakalını tararız dediler ve Osman dedenin yanı başına kuruldular Osman dada bir an eskilere dönerek anlatmaya başladı zamanın behrinde adı gibi adı gibi kendide aklı da güzel sizin yaşlarınızda bir çocuk varmış çocuk çok zeki çok akıllı çok merhametliymiş arkadaşları ailesi ve bütün mektep hocaları onu çok severlermiş daha o yaşta çok akıllı ve ilme merakı ailesini çok şaşırtmış ve kimsenin yapamadığı kimsenin aklının ve hafızasının alamadığı kitapları iki hafta içinde sular seller gibi ezber edermiş ve hocalarını şaşırtarak heyecan ve zevkle okuyordu onun o kadar çok kitap okuyuşu ilme merakı arkadaşlarını çok rahatsız ediyordu bu yüzden arkadaşları onu hep dışlıyorlardı ama o hiç yılmıyor ilme gittikçe daha meraklı hale geliyordu ve onun bu gayreti onu çok büyük bir seviyeye getirmişti asrın alimi olmuştu ve adını tarihe yazdırmıştı onun adı  bediüzzaman idi ve Osman dede cebinden saatini çıkartarak saatine baktı saat on ikiyi gösteriyordu ve torunlarına dönerek çocuklar bu günlük bu kadar yeter hem öğle namazı saati geldi diyerek toplandı ve Ayşe ve Hasan Osman dedenin anlatmış olduğu hikaye ile daha bir çalışkan ve daha dürüst daha gayretli olmaya karar verdiler ve Hasan dede ben senin abdest almana yardım edeyim dedi hemen Osman dedenin ibriği ile havlusunu getirdi ve dışarıya kurulmuş sobanın üzerinden irbikle sıcak su alarak dedesine götürdü Osman dede abdestini aldıktan sonra Hasanın tuttuğu havlu ile yüzünü ve kollarını sildi Osman dede Hasan gel evladım bende sana su dökeyim deyince Hasan şaşırarak olurmuki dede hiç  neden olmasın evladım ve Hasan tamam dedeciğim diyerek kollarını sıyırdı çoraplarını çıkardı paçalarını katlayarak bismillah diyerek dedesi gibi oda abdest aldı ve havlu ile yüzünü kollarını sildi Oman dede gelinine kızım biz Hasan ile Camiye gidiyoruz diyerek seslendi caminin yolunu torunu ile tuttular camiye girdiklerinde Hasan çok şaşırmıştı Osman dede gibi beyaz sakallı iki dede vardı sadece caminin duvarına yaslanmış ezan vaktini bekliyorlardı Hasan dedesinin kulağına fısıldayarak ezan okunmasına bir dakika var dede çok az kaldı neden cami bu kadar boş dedi Osman dede üzülerek cevap verdi işleri varmış Hasanım o yüzden gelmemişler dedi ve Osman dede Hasanım sana ben ezan okumayı öğretmiştim hadi ezanı sen oku hem kasaba senin sesini duysun o zaman belki gelirler dedi Hasan sahimi diyorsun dede diyerek kalktı aldı eline mikrofonu sağ elini dedesinin öğrettiği gibi kulağının arkasına götürerek çok güzel bir ezan okudu öğle namazını kıldıktan sonra cami çıkışında bütün cemaat Hasana teşekkür etti camının imamı Kenan bey Allah senden razı olsun Hasan çok güzel ezan okudun diyerek hasana teşekkür etti hasanın mutluluğu gözlerinden belli oluyordu ve Osman dede ile Hasan eve gidecekleri sırada Osman dedenin aklına emekli maaşının gününün geldiğini hatırladı ve torununa dönerek Hasanım bugün benim emekli maaşımın günü gel seninle eve gitmeden öne kasabanın içinden gidelim dedi Hasan tabi ki dedeciğim nasıl istersen hem ben seninle gezdikçe çok güzel eğleniyorum dedi Osman dede bende seninle evladım diyerek cevap verdi ve dede ile torunun yüzlerindeki mutlu tebessüm kasaba halkına sevgi saçıyordu kasabanın tam ortasına geldiklerinde Osman dede çok yoruldum Hasanım biraz şu sögüt ağacının altındaki çay ocağında oturalım dedi Hasan tabi ki dedeciğim dedi ve çay ocağına oturdular çay ocağının sahibi Mahmut bey geldi Osman dede ve Hasana hoş geldiniz nasılsınız diyerek hatırlarını sordu çok şükür iyiyiz biraz torunumla dışarı çıkalım demiştik Mahmut bey evladım. Mahmut bey çok iyi yapmışsınız dedi Mahmut bey sonra Hasan dönerek dedenle aran nasıl bakalım deli kanlı dedi Hasan dedemle aram çok güzel Mahmut amca dedi peki ne alırsınız ne gedtireyim size dedi Osman dede her zaman olduğu gibi tatlı bir dille bu sögüdün altında güzel bir çay içilir evladım dedi Hasan ise bede bir kuş burnu alayım Mahmut amca dedi Mahmut bey peki diyerek içeriye gitti ve Hasan etrafa bakınmaya başladı çay ocağnın tam karşısındaki bir kule vardı üzerindede kocaman bir saat vardı o kulenin adı saat kulesi idi Hasan her zaman gördüğü o kuleye hayretle bakıyordu bu saat nasıl çalışır ne ile çalışıyor diyerek içinden geçiriyordu ve içinden geçen soruları dedesine sordu Osman dede şöyle cevap verdi evladım bunu yapana mimar deniyor mimar olmak çok güzel bir şey inşallah sende bir gün okursun mimar olursun böyle kuleler yaparsın dedi ve Osman dede çayından bir yudum aldıktan sonra Hasanım hani sen mikrofonla ezan okumuştun ya evladım evet okudum dedeciğim işte o bundan yıllar önce mikrofon yoktu Hasan hemen merak la sordu peki ama dede mikrofon yoksa camide nasıl ezan okunuyordu Osman dede şöyle cevap verdi zamanın en akıllı en bilgin mimarı öyle bir cami yapmış ki içinde sineğin böceğin sesi bile yankılanıyordu ve böyle bir akıl dehası bir şeye şimdiki çoğu mimarların aklı halen ermiyor evladım bu eseri yapan ise Osmanlı mimarı mimar Sinan dır evladım ama benim aslında bu kuleye pek aklım ermez inş sen okursun da mimar olursun bu kulenin sırrını da ancak okuyarak çözersin evladım diyerek nasihatınıda torununun üzerinden eksik etmedi Osman dede saatine baktı ve torununa dönerek Hasanım saat epeyce bi ilerledi artık kalkma zamanı bankanın yolunu tutalım dedi Hasan tabi ki dedeciğim nasıl istersen diyerek kalktılar Osman dede çay ocağı sahimi Mahmut beye hadi kolay gelsin sana hayırlı bereketli işler olsundiyerek kalktılar ve banka ise çay ocağının hemen bir sokak arkasında idi Osman dede Hasan biraz yürüdükten sonra bankaya vardılar kasabada epeyce bir vakit geçirdikleri için banka pek kalabalık değildi bir kaç kişi vardı sırada bankada bir kaç dakika bekledikten soran sıra Osman dedeye gelmişti oman dede bankanın veznesine ilerledi veznedar genç bir kızdı Osman dede kızım emekli maaşımı çekmeye geldim dedi veznedar kız peki amcacığım kimliğinizi alabilir miyim dedi Osman dede elinde tuttuğu kimliğini veznedar kıza uzattı ve amcacığım şu kağıdı da imzalayın sizin işiniz tamamdır dedi Osman dede veznedar kızın parmağı ile işaret ettiği yeri imzaladıktan sonra veznedar kıza teşekkür etmeyi de unutmadı Allah seneden razı olsun kızım diyerek hasanla beraber evlerine gitmek üzere yola çıktılar yollarının tam üzerinde oyuncak ve bir takım ev aletleri satan bir sergici gördüler Osman dede Hasan gel biraz şuraya bakalım dedi sergici ye doğru yöneldiler Osman dedenin gözüne bir saat takıldı Osman dedenin düşüncesine göre tamda Hasana göreydi Hasan al bakalım şu saati bi dene dedi Hasan olur mu dedeciğim hem bu pahalıdır ne gereği var diyerek tebessümle karşılık verdi Osman dede hoş görülü bir ses tonu le Hasanım hediyeleşmek çok sevaptır hem Peygamber efendimiz s.a.s de bizlere hediyeleşiniz diyerek buyurmuştur o yüzden itiraz istemiyorum dedi Hasan peki o zaman dedeciğim diyerek Osman dedenin isteği ile saati kolundan çıkarmadı Osman dede diğer küçük torunu Ayşe yi de unutmadı ona da bir bebek alarak eve doğru yürüdüler eve girdiklerinde Fatma hanım evin bütün işlerini bitirmiş ve avludaki sedirde Hasanın çehizine diyerek ördüğü el işini yapıyordu aynı zamanda kapı komşusu olan Leyla hanımla beraber muhabbet ediyordu Fatma hanım Osman dede ile Hasanın geldiğini görünce işi bıraktı ve hoş geldiniz diyerek karşıladı Hasan ve Osman dede hoş bulduk selamünaleyküm  dediler Fatma hanım ve Leyla hanım aleykümselam dediler Osman dede Leyla hanıma hoş geldin kızım nasılsın diyerek sordu Leyla hanım çok şükür Osman amca iyiyim biraz Fatma hanımla muhabbet edelim diye gelmiştim dedi Osman dede tabi ki evladım muhabbet iyi olur hem komşu komşunun külüne muhtaçtır diyerek eski bir ata sözü ele cevap verdi Leyla hanım haklısınız Osman amca dedi ve Osman dede balkondaki sandalyesine oturarak avluyu seyir etmeye başladı Hasan ellerini yıkadıktan sonra dedesi gibi oda balkona oturdu Fatma hanım Osman dede ve Hasan için hazırlamış olduğu bir tepsi ile börek ve çay ikram etti Osman dede sağol kızım ellerine sağlık dedi Hasan da çok güzel olmuş anneciğim ellerine sağlık diyerek teşekkür etti o sırada Ayşe arkadaşı elifle oyun oynamaktan geliyordu ve evlerinin balkonuna baktı dedesi ve ağabeyini balkonda görünce koşar adımlarla hızlı bir şekilde avluya girdi ve komşuları Leyla hanıma hoş geldiniz Leyla teyze dedi Leyla hanım hoş bulduk canım nasılsın dedi Ayşe iyiyim Leyla teyze biraz oyun oynadım dedi Leyla hanım tamam hadi bakalım maşallah diye cevap verdi Ayşe balkona çıktı ve dedesine ve ağabeyine hoş geldiniz dedi Osman dede nasılsın benim güzel torunum dedi Ayşe iyiyim dedeciğim biraz oyun oynadım dedi Osman dede sandalyesinin altındaki poşeti eline alarak gel bakalım Ayşe dedi sana bir süprizim var Ayşe  çok heyecanlı bir şekilde dedesinin yanına yaklaştı Osman dede Ayşe ye sergici den aldığı bebeği verdi ayşe dedeciğim kesene bereket dedi Hasan ise kardeşine Ayşe bak dedem bu saati de bana aldı dedi Ayşe abi çok güzel güle güle kullan dedi Hasan ise sende diye cevap verdi Osman dede ise hani bana sarılmak yok mu dedi Ayşe ile Hasan Osman dedeye sarıldılar ve yanaklarından öpmeye başladılar o sırada ailenin reisi olan murat bey geldi selamünaleyküm dedi ve Leyla nama hoş geldiniz dedi Leyla hanım hoş bulduk sizde hoş geldiniz murat abi dedi murat bey balkona çıktı Leyla hanım ise Fatma hanıma ben kalkayım dedi ve Fatma hanımın uğurlaması ile evine doğru yol aldı murat bey balkona da selamünaleyküm babacığım nasıl dedi ve Osman dedenin elini öptü Osman dede iyiyim evladım sen nasılsın tarlada işler nasıldı dedi murat bey hamdolsun günümüze çok şükür iyiydi babacığım sizin gününüz nasıldı dedi Osman dede  hamdolsun evladım bu gün Hasan ile kasabada biraz dolaştık dedi murat bey Hasana dönerek Hasan bu gün cami imamı Kenan beyi gördüm beni tebrik etti maşallah beni gururlandırdın evladım diyerek Hasanı öptü Hasan babasına saatini gösterdi bak babacığım bu saati dedem aldı bugün dedi Ayşe de bak babacığım dedem bunu da bana almış dedi murat bey maşallah güle güle kullanın dedi ve Fatma hanım içeriden balkona doğru akşam yemeği hazır diye seslendi akşam yemeğini yere kurulmuş yer sofrasının etrafında tüm aile toplandı ve ellerini açtılar Osman dedenin duası ettikten sonra besmele ile yemeğe başladılar yemekten sonra ise her zaman olduğu gibi tüm aile oturma odasındaki sedire oturdular ve Fatma hanım yemekten sonra çay iyi olur ben size çay yapayım diyerek mutfağa gitti murat bey ise bir köşede oturmuş günün gazetesini inceliyordu Ayşe ile Hasan Osman dedenin yanı başında oturuyorlardı Osman dede ise bir yandan elindeki tespihini çekiyor diğer yandan da duvardaki emine hanımın fotoğrafına bakıyordu emine hanım ise Osman dedenin vefaat eden eşiydi emine hanım vefaat edeli tam beş sene olmuştu Osman dede ise o gün bu gündür yalnız yaşıyordu ve hiç yalnızlıktan söz etmiyordu çok şükür ailem var torunlarım yanımda diyerek gönlünü hoş tutuyordu Osman dede ayağa kalktı ve karşı vitrinden eline kırmızı kaplı bir kitap alarak yerine oturdu ve her akşam olduğu gibi Osman dede günün anlamı ne ise ona göre sohbet etmek için kitabı açtı o sırada Fatma hanım ise çayları hazırlamıştı Fatma hanımın çay ikramından sonra günün anlamı olan ezan ve namaz üzerine sohbet etti........VEEE SONRA BEN zamanının ilerlediğini anlayınca babamın heyecan dolu ajandasını yerine koydum sabah günlerden arife günüydü bayrama bir gün kalmıştı çok heyecanlıydım sabah uyandım yemeğimizi yedikten sonra ailecek babamın dedesinin yani OSMAN DEDEMİN mezarına gittik ve orada Osman dedeme dua okuduktan sonra eve geldik akşam olmuştu yarın bayramdı yarınki giyeceğim elbiselerimi hazırladıktan sonra uyudum sabahleyin erkenden babamla bayram namazına gittik daha sonra eve geldiğimde annem le babamın ellerini öptüm harçlığımı aldıktan sonra Ayşe Halamlara gittim Ayşe halam o gün hastahanede nöbetçi hemşireymiş bende eniştemle kuzenlerimle bayramlaştıktan sonra eve geldim daha sonra kapı çaldı babamın öğrencileri babamla bayramlaşmaya geldiler onları uğurladıktan sonra murat dedem ve Batma babannemlere gittik onlarında ellerinden öptüm bayramlaştık ve hayat çok güzel çok mutluyum... :)
( Babamın Harika Günlüğü başlıklı yazı ay yıldız tarafından 23.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.