Zincirle bağlıydı gönül bağımız

Çözemedim işte, kara gözlü yâr;

Aşkı yaşatmaktı bütün kaygımız

Bozamadım işte, kara gözlü yâr.

 

Her zerrem taşırken senin cismini

Ne gözüm unutur, ne dil ismini

Denedim, sensiz bir ömrün resmini

Çizemedim işte, kara gözlü yâr.

 

Zelzele yaşarım, kalp kalkar şaha

Gözyaşım süzülür her of, her âh'a

Senle dolaştığım yeri bir daha

Gezemedim işte, kara gözlü yâr.

 

El saçın özlerken, tenim terini

Kim alacak söyle senin yerini

Başka bir varlığı, başka birini

Sezemedim işte, kara gözlü yâr.

 

Hem seni yaşadım, hemi aradım

Açtığın yaraya emi aradım

İçtiğim meylerde demi aradım

Sızamadım işte, kara gözlü yâr.

 

Gidişinle bağım döndü gazele

Bulur musun beni bende gez hele

Bağrım viran edip giden güzele

Kızamadım işte, kara gözlü yâr.

 

Bırakırken beni mahzun ve garip

Mutlu olamazsın kalplere girip

Hayalini ayakaltına serip

Ezemedim işte, kara gözlü yâr.

 

 

 

14 NİSAN 2002






 

( Kara Gözlü Yâr başlıklı yazı Mustafa Sade tarafından 20.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.