Kırgın olsan da bana, her derdin bir çaresi;
"Var" diyerek gelirdim; kapın açık olsaydı...
"Gözlerimden akan kan, yağan dolu tanesi,
Kar" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Aşkın öyle büyük ki, gam öyle bir yük ki hem
Tarif etmeye kalksam inlerdi kara "Yokluğun yüreğime dayanılmaz bir elem,
kor" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Hani o eski günler, soframdaki tat hani?
Ağlattı, üzdü hayat; bâri sen ya "Teselline muhtacım, sevginle kuşat beni,
Sar!" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Anlarda bırakıp tarifsiz sürûrumu
Yıktn gönül surumu, bozarak huzurumu.
"Diz çökerim önünde; istersen gururumu
Kır!" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Mütebessim ehrenle kurul gönül tahtıma Üzmem seni bir daha; halel gelmez ahtıma
Yeter ki "gel" de bana; kafa tutar bahtıma
"Dur!" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
En sevdiğim dostlarım sayısız sebep sayıp
"Vazgeç!" deseler bana, "yakışmaz sana, ayıp!"
Emîn ol ki aldırmam; kulağımı tıkayıp
"Zor" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
İradem aşka esir; düştüm artık eline
"Bana inanmıyorsan, gözlerimin seline
Sor!" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Hatta...hatta öyle ki, büyüse de gazabın
Dâr kur istersen bana, vız gelir her azâbın
"Kalmasın" deyip sana, "varsa açık hesabın
Gör!" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Mezar yeri kaz bana; sormam ki neden, niçin
Sitem dahi etmeden; yansam da için için
"Yâr"
diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.
Boynum bükük kalsa da AŞK yolunda cellata
Bakma gülüm yaptığım minicik kabahata
"Hicrâna bir son verip saatleri vuslata
Kur!" diyerek gelirdim...kapın açık olsaydı...
Yâr" diyerek gelirdim, kapın açık olsaydı.