Güzin, üniversiteye isteksiz gittiğini, anne ve babasının zoruyla istemediği branşı seçtiğini, neredeyse okumayı terk edeceğini söylediğimde 
- Aman demiştim sadece aman bırakma!

- Liseyi bıraktığımı anlatmıştım sana, hatta senden güç aldığımı hissettim bir an, eğer yardımın dokunursa, dışarıdan liseyi bitirmek istiyorum dediğimde.

Güzin 
- Çok sevinirim, bayıla bayıla yardıma hazırım dediğinde annesi gelip
- Neyi kutluyorsunuz anlatın deyip gülümsediğinde kızı annesine izah etmiş, o da 
- Tamam hafta sonu bize gel Güzin le çalışın, dediğinde oldukça sevinmiştim.

Annesi 
- Seni de eve bırakalım bu saatte otobüs bulman mesele yakışıklı çocuk, nerede oturuyorsun? 
Ben - Yok efendim zaten evim pek uzak değil, yarına sporda görüşmek üzere deyip onları ikna etmiştim.

Ertesi gün ilk önce restoranda işe başlamış, oradan çıktıktan sonra da iki saatte spor yapmak içinde caddenin karşı tarafındaki spor merkezine gitmiştim. Güzin'in annesi Esin hanım beni gördüğünde.

- Ne zamandır seni bekliyordum konuşmamız gerek dediğinde, Güzin'e bir şey mi oldu, gelmedi mi? Esin hanım

- Ne Güzin'i? Ben senin için geldim, bak kızımla ders mi çalışıyorsun okulu mu bitiriyorsun? Tamam ama konu bu değil, konu sensin, camiada hatırım sayılır, elim uzundur, beş parasız gezmek mi, yoksa posterleri duvarları süsleyen, bebek yüzlü kaslı bir model mi?

Moda sektöründe yeni yüzlere ihtiyacımız var, yüzün ve tipin hoş, boyun pek uzun değil, fakat azim ve gayretinle uzar, uzama çağın henüz geçmemiş. Spor gerçekten bedenimize uzanan bu işin artısı canım unutma. Aklıma gelmişken, annen kaç yaşında Ergün? Ben 
- 42 diye cevap verdiğimde demek aynı yaşlardayız deyip tebessüm etmişti.

Esin teyze ben restoranda işe başladım dediğimde - Bırak şimdi teyzeyi, ne teyzesi, Esin hanım diyeceksin, işini de bırak, ne zaman başlamıştın ben ise
- Bu gün ilk iş günümdü,

Esin hanım 
- Tamam sen bana bırak, yarın ben gider izah ederim, başkasını bulsunlar. Hem bulmuşlar ilik gibi çocuğu bırakırlar mı hiç!

Hadi durma, sana adresimizi yazayım, yarın öğleden sonra eve gel kızımla çalışırsın dediğinde

- İşe gideyim deme, işin bizim moda sektöründe, neden yarının aranılan yüzü olmayasın, konsantre ve sisteme uyum, bu ikisi seni götürür, uyumsuz davranırsan da batırır, tamam mı tatlım? Bir gün çalıştığım işi de böylece bırakmış olmuştum.

Spor salonunun müdavimlerinden-iz artı sevilenlerinden, seninle ilgilenip en kısa zamanda ' Deveyi düze çıkarırız' merak etme, sana enerji tozu verecekler, daha doğrusu ben alacağım. Öyle kafana estiğince alamazsın, çok kuvvetli kalp krizine neden olacak kadar hem de. Yaşam koçun ne derse uyum sağla, sadece dinle ve uygula!

Olaylar kendiliğinden nasılda gelişiyordu, ne komik başlamadan biten bir işim dahi olmuştu. Hoşlandığım kızı görmeye can atarken, bana aşırı ilgi gösteren annesi!

Sözde işle sporu aynı anda götürecektim. Esin hanımın benim üzerimde bu denli etkili olmasına, kızına göstermiş olduğum ilgi miydi yoksa yeni yüzleri lanse edeceğim derken beni de içerisine dahil etmek miydi? Esin hanımın tutumunu daha sonraları anlayacaktım, kızının biten beraberliğinden çıkmasına ben yardımcı olacaktım, tabi beni yükselteceği iş buna da etken olacaktı, temiz olan karakterimi yüzüme söylemiş, açıkçası kızının benim liseyi bitirmeme yardımını da desteklemişti doğrusu.

Ne keramet ise, Emre de bu ışığı bende daha önceleri görmüş, manken gibisin deyip dursa da, biraz abartılı bulur, içimden yine mi yağcılık diyordum! Aynanın karşısında kendime baktığımda, mübalağa etmediğini, yeni giysilerimin jöleli saçlarımın ve severek kullandığım parfümüm ile janti karizmatik bir genç olmuştum.

Arada bir kendimi tahlil ederek, iç huzurumun ruh alemimin derinliklerinde geziniyor, bu vesile ile, bildiğim tüm dualarla da ruhumu besliyordum, ya dualar da olmasaydı?

Akşam olup bitenleri Emre'ye anlattığımda 
- Git tabi neden olmasın, son zamanlarda seni sorularımla bir hayli sıktım. Git ve açıl, kim bilir daha nice yardımına ihtiyaç duyabileceğin insanlarla karşılaşacak ve yardım göreceksin dediğinde 
- Of  be abi nihayet bir sustun diyecekken! 

Emre hala soru bombardımanına devam ediyor ve 
- Güzinlere ne zaman uğrayacaksın oraya nasıl gideceksin, adresi aldın mı? Gibi sorularının karşısında, tebessüm ederek 
- Merak etme abi, spor salonundan onların evlerine beraberce gideceğiz demiştim.

 
( Bir Playboy'un Günlüğünden 15. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 18.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.