YAZMAK…

Her şey yüreğe düşen bir kıvılcımla başlar. Ya çok duygulanmış, ya da gördüğümüz, duyduğumuz bir olay bizi etkilemiştir. Beynimizi bir alev sarar.

Yazmalıyız…

Yemek yerken, televizyon izlerken, hatta konuşurken dahi aklımız yazacağımız yazıdadır.

Ya şiirdir, ya da düz yazı. Önce hafızamızda kurgular, geçeriz klavyenin başına. Uçup gitmeden kayda alırız. Sonraları defalarca yazımızı okur, bazı cümleleri çıkartır, bazılarını ekler, bazılarını düzeltiriz. Yazımız demini almış,  istediğiniz kıvama gelmişse;

Elektrikten sonra ki en iyi buluş olan İnternet in tüm hünerlerini kullanarak bizlere yazdıklarımızı yayınlama imkanı veren sitemizde sergiler, uygun bir resimle de taçlandırırız.

O bizim bir çiçeğimizdir artık. Ya da görücüye çıkmış evladımızdır.

 Okumalar, yorumlar bahçeye dikilen çiçeğim ize can suyu, sahneye çıkan evladımıza alkış olur.

Heyecanımız ayyuk tadır. Beynimiz soru işaretleri ile doludur.

Yazımız kaç kez okunacak?

Kaç yorum  yapılacak ?

Günün yazısı seçilecek mi?

Defalarca yazımızı “tık “larız. Ancak; okunma sayısı devamlı artmasına rağmen hiç yorum yapılmamıştır. Üzülürüz. Ama biz yinede;

“ Yazılarımıza yorum yapılmazsa da okunuyor. Fırsat buldukça okuduğumuz yazılara yorum yapalım. Yorumlar yazarını mutlu eder. Teşvik eder. İletişimi ve üretimi artırır” diye düşünürüz…

 

YENİ BİR KIVILCIMA KADAR HOŞÇA KALIN. SAYGILARIMLA…

( Yazmak... başlıklı yazı yyyyyyyyyyy tarafından 15.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.