Ayrılık gün yangınında gel!

Karanfil ağartısında/

Dem olduğunda/

 

Al çizgili fistanların

Kızıl ayalarında/

Koca göğü yalayan

Azgın yamaçlarda…

“Zehiri zıkkım kül karası

Ekmeklerin ciğer ayinlerinde”

 

Gel/ki!

Ödü kopuk zamanlar uyansın

Yüzü elma kadınlar haykırır

Kimsesiz ölülere ağıt

Perçeminden/

Söz oluklarında tümce/

Zarflar gönderilir evlere

Baban yer zindanlarında

Çocuk…

 

Şimdi;

Söz bitimi

Üç sala durağı

Ne güzel öldüler

Sen bilmezsin ey ahmak

Kaderdi bu kefene yazılı zırva

 

“Sarı hüzün pişiriyor kadınlar

Ak yalaçlarda…”

Ellerinde acur kokusu

Saçları karayemiş/

Dil söküklerinde gizli

Kader otları…

 

Üstü soluk alıçlara pislemiş kuşlar

Çünkü kanatları kırık/

Dalda kesiliyor tenleri

Özgürlük zangoç dillerde

Sevgi turları yok/

Çeşmeler küskün

Dilimsiz ekmek

Bahtsız yarınlar

 

Kalemler dönüyor

Cahil yüzlerde/

Aç bebe solukları

Dinsiz lokmalar

Say beni/

En verimli çağımda

Adamdan…

Ölüm turla yüreğimi

Şimdi rüzğara fısıldayacak

Bakışlarım/

Onur dallarında…

 

Bu türkü bitmez mirim

Bu türkü bitmez…

( Rüzğara Fısıldayan Ölüler başlıklı yazı prens tarafından 3.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.