ey cânıma esmiş saba, şehvet dolu şerbet
cân; âb-ı harâbât içe, âbkârlara rağbet
.
efgân dile gelmiş, tutamaz der hakikatten
gittikce musîbet bulaşır hatra muhabbet
.
ettikçe nazar, ölmüşe nur hafsala; hayret
gökten düşerek zevkine kâim; şu'le heybet
.
pervâsıza haz, çâreye panzehri mi yârim
saklar, o vedûdum bile; örter zarı kumbet
.
âfak adedî gün bitiminden gece mesul
etsin ola çehren faziletkâra içâbet
.
aşkın bana has fâcia, kalbince fütûhât
fethin başımın üstüne, tam gönle isâbet
.
kör âşığa zimmet bütünüylen yürüyen Hakk
Yoksul gibi insan küfü salmış bu rutûbet
.

Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün


.

( Âbkâr başlıklı yazı yoksul tarafından 28.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.