Dallarından kopan altın renkli yapraklar
Rüzgara tutulmuş başaklar gibi savrulurken tane tane
Ben eski dünyaların serserisi
Donmuş bir gülümseme yüzümde,
Umutsuz ve düşkün,
İçimde bir ateş var bu sonbahar akşamında
Tükenmişliklerin çaresizliği içinde
Boş bakışlarla çizdiğim kaderime yürüyorum
Yalnızlıklar ve pişmanlıklar dolu yüreğimle
Kararsız ve şaşkın,
İçimde bir kopuş var bu sonbahar akşamında
Yok olmuş ümitlerimin bittiği noktada,
Kaybettiği yılları yeniden bulmak ister gibi
Delicesine bir istek ve özlem yüküyle
Atlamak isteyen bir kaplan gibi hırçın
Çaresiz ve anlamsız,
İçimde bir tükeniş var bu sonbahar akşamında,
Hayalleri kırık, düşleri yorgun,
Geleceği perişan,
Umudunu hepten yitirmiş,
Zamanın içinde kaybolup gitmiş tanımsız insanlar gibi,
Unutulmuş ve yitmiş,
Her şeye rağmen,
Ben varım demek istiyorum bu dünyaya,
Yaşıyorsam daha ümidim var,
Bir şeyler yok olmadı daha bu tükenişte,
Haykırmak istiyorum,
İçimde bir özlem var bu sonbahar akşamında.
Erhan Yurtsever
Yazarın
Önceki Yazısı