Ömürden havasınıalır çoğu zaman
gönül.Nereden baksan hayallerle,
umutlarla dilemekle, dilenmekle geçer onca yıllar sevda adına. Bir de bakmışsın
elde ayakta nasırlar. Onca çekilmiş kahırlar. Anlatılsa aslında yaşamın ne
olduğu baştan, vazgeçen çok olurdu dünyaya gelmekten. Böylece hiç bulaşılmazdı
hayata, hiç olmazsa borçlar da olmazdı hesabı verilecek. Aslına bakarsanız madem ki geldik istesek te istemesek de bir kere
dünyaya;sarıp sarmalamak , sevmek
lazımsevebildiğin kadar. Çatılmasın
kaşlar. Asılmasın surat. Takılmasın kafaya hiçbir şey. Bu dünya isterse
yetmesin. Paşa gönlü bilir. Aldırmamak lazım yaşamın yaş ortalamasına, nasılsa
binlerce yıl var yaşanacak yıllar da, ne
dünyalar var. Hazır olunmalı sevdanın, iyi insan olmanın çektireceklerine. Asla isyan
ve itiraz etmeden kaderin vereceklerine. Kronometre ara sıra sıfırı gösterse
de, sahibi emaneti istese de. Yaşarken yok nasılsa ölüm;hayaller angarya olsa bile. Korkma hayattan
ve yaşamaktan doyasıya. Ne verirse versin, gönüller ölecek değil ya. Korkma
sevdadan; iyilik, güzellik ve sevgiler bitecek değil ya. İsyan etme yaratana
her şeyin bir sebebi var, hesap soracak değil ya. Kolları
bağlı hayatın. Çürüyüp gitmekte içimizde ki saklı duygular, hevesler. Kundaklanmış
kalmış yılların beşiğinde akşamlar. Kenar süsleri karanlık günlerimizin. Gençlik
ikindileri, bir çocuktuk aslında büyüdüğümüzden beri. Biraz daha kısalıyor
öncekinden her yıl. Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman denilen kör olası şey;
yaşlanmakta iken insanlar. Onun için ya
ovmalı günleri, gümüşleri, bakırları. Ahşaplara cila sürmeli. Vira ovmalı umutları. Sonra köşe başındaki
tezgahtan bir demet çiçek almalı ve öyle başlamalı akşamlara. Veya bir sap
çiçek mi taşımalı ağzımızın kenarında rengarenk. O güzel, aydınlık renkler vursun diye gözlerimizdeki
puslu bulutlara. Uçurum
duygusunda yaşanmakta hayat.Hala bir
umut varmıdır diye, çıkmaz bir sokağa benzeyen avare avunmalar
kalsın mı hep vitrinler de. Kartpostallar da kalırken her şey öylesine uzak ve hülyalı.
Umutlar kiralanmaz asla. Kullanılmış umutlar da olmamalı siparişlerimiz. Daha vakit
var diye, yaşarız sanırız hepsini toptan. Oysa emanettir sandıklarımız içlerinde kilitli
onca şeylerle. Günü geldiğinde kayar gider avuçlarımızdan . Gelin yitik
olmasınlar. Yaşanır olsun umutlarımız da. Biri beyaz, biri siyah; iki iplik sarılıversinbir çilelik yumakta. Mümkün değil sensiz
yalnızlıklar bile. Elleri okşar dul bir acı. Otururken gün batımlarına karşı; çay ve bir yandan rüzgarlar içilmeli.
Göğüslerden damlamalı sevginin mis kokulu teri. Kurtulmalı öyle çirkin
yalnızlıklardan; akıl unutulmuş, yürekler sevmiş gibi. Bilir mi nice
uzaklar geçildiğini, ellere dokunulmasa.Düş yolcusu gezgin gibi , yüreğin
kıyısına vurulsa, yıldızlar şarkılara susarken kanar mı dalında gökçe kuş ki. Bakalım
nasıl şeymiş yaşamak, sizde uyanın hele uykulu güvercinler. Kimseler ödünç
vermemeli sevincini. İnce bir yağmur olur belki gün doğumların da … Zaman örer
acısını ağların, ama unutulmamalı sevdaların şarkısı. Binlerce yıldız yağar bir
gülümsemeler de.Titresin bir bestenin
uykusuz gecesinde. Vurulmuş boyunları kara sevdalıların; mahmurlara boyanmış
bir akşamın nefesinde. Yetim bir kuş çırpınıp dursun tamburun kafesinde. Bir
gül düşer özleminden boşluğa, kalır kendi halinde ve sesinde. Çoğaltıp sevgiyi gökyüzü kadar, oturup bölüşmeli yalnızlık ve
sevdaları.Gözler de tarlalar henüz uçsuz bucaksız, mümbit görülürken. Nadasta
ki tarla gibi yüreklere artık sevgi tohumları ekilmeli avuç avuç , bakılmalı,
büyütülmeli ve ürünler doyasıya paylaşılmalı .
( Hayaller Kiralanmaz başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 25.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.