HİZMETİ ŞİAR EDİNMİŞ CESUR YÜREKLİ MERT ASİL GENÇ BİR KIZIMIZ SN.
MURADİYE ERGİN !
Valiliğimizin
öncülüğünde; ülkemizin geneline şamil bir proje olan “ 81 İl 81 Kadın ve
Hikayeleri” kapsamında yürütülen ve ses getiren çalışmalar sonucu 2012 yılında,
Türkiye’nin (Rol Model) kadınları arasına ilimizin onlarca kurumları ve örgütlerinin
müşterekliği ile Samsun’umuzdan seçilen Muradiye ERGİN hanımefendi ta o
zamanlardan dikkatimi çeken biriydi.
Belki çok tanınan aşina biri idi çoğunuza. Sabırla, dikkatle kimdi bu
kızımız merakımı gidermek için izlemenin sonucunda edindiğim bilgiler yeterli
hale gelince heyecanla bunu sizlerle paylaşmaktan alıkoyamadım kendimi . Onu
tanıtmak amacım bu güne nasip oldu işte.
Ülkemize
deklare edilmiş; sadece insanları çok seviyor olmasıyla değil, başardıkları ile
bu ünvanı hak edişi izahtan vareste olan kızımız; Çarşamba İlçemizin Epçeli
köyün’de dünyaya gözlerini açmış ağlaya zırlaya; ileri de ki yaşantısında o gülmeye
ve güldürmeye abone olmuş en kötü şartlar da bile. Bu nasıl iş der gibisiniz;
ama aşağıdaki satırları okudukça ne kadar doğru bir tesbit de bulunduğuma hak
vereceksiniz.
İlkokulu köyünde bitirmiş ve köyünden şehre okumak için giden ilk bayan
ünvanı ile ayrılarak; Samsun İmam Hatip Lisesinden mezun olmuştur. AÖF İşletme
Bölümünde okurken; aynı zamanda Çarşamba Halk Eğitim Merkez’in de kumaş boyama
öğretmeni olarak görev ifa etmiştir. İşte o dönemler de; ülkemizin İlk yerel
tv. Kanalı olan Başak Tv. müracaatla bu sahaya ilk adımını 4.Ocak.1994
tarihinde atarak; “ Kadının Dünyası” adlı programıyla kendinden bahsettirmeye
başlamıştır.
Basın mensupluğu onu sosyal hayatı içinde siyasetle kol kola yapmaya
yetmiş ve bunda o zamanlar önde olan politikacıların tavsiye ve teşvikleri
önemli rol oynayınca; elbette ki mizacında olan bu özelliğini aktif olarak
hayata geçirmiştir.
2006 – 2013 yılları arasında bir partimizin İl Kadın Kolları Yönetim
Kurulu’nda üye ve Başkan olarak görev yapmış ve çok başarılı projelerin mimarı
ve partisinin Kadın Kolları olarak Türkiye’de daima ilk üç İl arasında olma
şerefine nail olmuştur.
İnsani değerler yitirilmeden, ilkeli ve sözünün eri olarak yapılan
hizmetlerin, “diklenmeden, dik durmayı bilerek “ daima
başarıları beraberinde getireceği inancı ve temasına; daha baştan kadının
elinin değdiği her yerde farklılıkların fark edileceği, seviye ve üslupta da kalitenin
artacağı bilincinin düstur etmesi bir çok başarı ve hizmetlerinin ana fikrini
oluşturmuştur.
“
Kadın bir toplumun mihenk taşıdır. Gelecek nesillerin sağlam yetişmesinde rolü
büyüktür. Bu nedenle bir kadının hayatın içinde her alanda yer alması büyük
önem taşır.” söyleminde bulunan ve bunu
yaşam felsefesi yapan bu genç kızımız; aktif
olarak siyasi hizmetlerine devam etmekte
iken; 2007 yılında Karadeniz Bölgesi’nin ilk ve tek yapım şirketi olan NE-VA
Yapım Prodüksiyon şirketini kurmuştur. O günden bu güne her sektörde faaliyet
icra eden 150 yi aşkın kamu ve özel İşletmelerin ; Reklam ve Tanıtım Filmi,
Belgesel-Görsel Efekt, Animasyon ve 3D Modelleme İnternet Televizyonculuğunu
gerçekleştirerek şirketini üstün maharetiyle doruklara taşımayı başarmış bir iş
kadınımızdır. Bilgi ve tecrübesi ile; müthiş çalışma temposu ve ışıl ışıl
fikirleri ile iyice profesyonel olmuş iken, amatörlüğün şevk ve enerjisini hiç
yitirmeden ürettikleri ile her türlü takdirin üstünde olmaya hak kazanmıştır.
Bu yoğun
tempodaki çalışmalarına bahsettiğim kulvarlar da büyük bir efor ile gece gündüz
devam ederken; 2006 yılında amansız bir hastalığa yakalandığının teşhisi;
davranışları ve yaşadıkları ile ibret alınacak bir destanın doğmasına sebep
teşkil eedecektir.
Yaşadığı
ve çoğumuzun daha baştan pes edeceğimiz amansız bir hastalığın pençesinden
imanı, inancı, moral ve azmi ile kurtulmuş; hastalığı yerle bir edip üstesinden
gelerek, nakavt etmiş ve yaşama dört elle sarılmıştır.
Her
şeyin biz faniler için olduğunu, asıl olanın her alanda olduğu gibi sağlık
konusunda da pes etmeden mücadele etmek gerektiğinin canlı timsali olan bu
kızımız; hayatını dolu dizgin, mutlu ve başarılı doyumsuzca yaşarken bir sabah
kalktığında kanser olduğunu öğrenince; pes etmemiş, üzülmesinler diye anne babasına bile söylemeden en ağır
tedavilere gizli gizli gidip çaresine bakmış; yukarıda da belirttiğim gibi
böyle bir durumda bile göz yaşı döküp kendini bırakmamıştır bu amansız
hastalığın pençesine kendini. Her şartta hayata tutunmanın, gülmenin sembolü olmuştur.
Bu hastalık süresi ve sonrası bu durumda olanların danışma merkezi ve güç,
moral kaynağı olmuştur. Manevi anlamda da
aynı durumda olanlara kurtuluşları için rehber ve önderi olmayı başarmıştır. Şu
an tamamiyle salah içinde yaşamını ilk baştaki enerji ve eforu ile sürdürmekte,
merhameti ve sevgi dolu yüreğinde nice insanlarımızı barındırmaktadır. O bir
gönül kraliçesidir.
Hemcinslerinin toplamda yarısının düçar kaldığı; baskı, şiddet, darp,
tacize ve ikinci sınıf vatandaş
muamelesi görerek sözde yaşama gayreti olanlara kol kanat olmuş; bu hazinliği
dert edinmiş, her zeminde savunmuş ve başarıları, hizmetleri ile toplumumuzda
önde olarak abideleşmiştir. Zaten siyasetle iştigalinin altında yatan ve onu
ateşleyerek, teşvik eden işte bu hüzünlü halleridir kadınlarımızın. Çünkü; o
siyasetin çok farklı bir dünya olmasına rağmen bu sorunların çözümü için elzem
olduğuna inanmış biridir.
Anne,
babasını ve yakınlarını başına taç ederek, maddi manevi imkanlarını uğurlarına
sermiş harikulade bir insan. Onlara kol kanat olan, haftanın belli günlerini ne
pahasına olursa olsun ailesine tahsis eden; kutsal, saygın, bu hasletlerle dopdolu
bir evlat. Bu özelliği onu; sırtı yere gelmez biri yapmaya yeter de artar bivarken.le.
Yakın çevremize biraz göz atarsak, bu farkı bariz olarak ortaya çıkacaktır;
günümüzde bu konuda yaşanan sorular
Her
alan da bu toplum için; daha iyi , daha mutlu ve müreffeh bireyler için, her
platformda ve oluşumların içinde olandır. Örnek, önder, rehber, Allah aşkı ile
ve dini vecibeleri yerine getirerek yaşayan bu kızımızı saygı ile selamlıyorum.
Asil,
saygılı, kibar ve narin, dünyalar güzeli, merhamet ve sevgi dolu yüreğine
" Delikanlılığı" perçinlemiş, cesur bir kızımız! Korku nedir
bilmeyen, haklılığını ve bu toplum menfaatine olan her işte, olayda adeta
fedai.
Giyim ve
kuşamı, kendine has bir tarzda.. Sanki kreasyon ustası. Hele o gözler! O kadar
hayatın, yaşama sevincinin pırıltıları ile dans eder gibi ki... Anafor gibi.
Ama; yeri geldiğinde şahin gibi bakışlar; karşısındakinin bakamayacağı, başını
öne eğeceği kadar haşin! Fırtına öncesi sinyal veren.
Tanımaktan mutlu olduğum, onur ve
gurur duyduğum bu nadide hanımefendiyi anlatmak zor! Zoru severim; ama bu defa terledim, eksik
kaldı biliyorum. Af ola!
Mert,
cesur, delikanlı yürekli manevi kızım! Sevgin, merhametin, bu topluma hizmet aşkın
hiç tükenmesin o çok uzun atmasını dilediğim yüreğinde. Yolun, bahtın açık ve
gönlünce olsun.