- Seni rüyamda görmüştüm.dedi sevdalı kız, tutkulu adama.
- Anlatsana,
dedi tutkulu adam, sevdalı kıza.
- Çok
önceydi, hatırlamıyorum ama!
- Lütfen
ama merak ettim işte!
- Hatırlamıyorum ki!
- Ben seni
hiç görmedim rüyamda, daha doğrusu rüya görmüyorum ki hiç! dedi tutkulu adam.
- Demek
bilinçaltında yokum. diye verilen pası gole
çevirdi sevdalı kız, gülerek ve lafı sokarak.
- Olur mu
Allah aşkına, denecek laf mı şimdi bu! Seni seviyorum ve doyasıya yaşıyorum.
- Olsun,
beni bilinçaltına işleyecek denli sevmemişsin demek, bak rüyana bile girmiyorum.
- Sen öyle
san. Seni içime mıhlamışım gibi seviyorum, çıkmaz boyayla işlemişim gibi... Benden bir parçasın sen akıllım.
.................
Tutkulu adam arabanın içindeydi ve kızın evinin
önünde duruyordu.
Kızı bekliyordu.
Onu bir kerecik de olsa görme arzusuyla
kıvranıyordu.
Bir defacık onu görmek ömre bedeldi.
Bu hissi tarif etmek imkansızdı.
Kaç saat olursa olsun onu bekleyecekti.
Görecekti.
Onu hayal ediyordu, durmadan onu düşünüyordu. Başka işi yoktu sanki, tek işi onu sevmekti. O da bunu işine son derece bağlı
bir şekilde yerine getiriyordu. Herkese böyle bir sevmek nasip olmazdı ve
bundan daha öte bir sevilmek de... Tutkulu adam her şeyi yeni yeni kavrıyordu.
Tam bunları düşünüyorken kapısı açıldı evin.
İki kişi çıktı evden dışarı. Evet evet biri sevdalı
kızdı.
Yanındakini yolcu etmek için çıkmıştı, eşofmanlıydı.
Tutkulu adam arabayı çalıştırdı.Kızlar aksi istikamete gidiyordu.
Sevdalı kız yanındakiyle biraz yürüdükten sonra
ona sarılıp onu yolcu etti. Sonra geriye döndü ve tutkulu adama doğru yürüdü. Bilinçsiz
bir yürümeydi bu, soluk almak belki de bakkaldan bir şeyler almak içindi. Bir
anda sevdalı kız siyah arabayı gördü ve olduğu yerde durdu. Kalakaldı. Siyah arabası
vardı tutkulu adamın, demişti daha önce kıza.
Sevdalı kız tutkulu adamı tanımıştı.
Göz göze geldiler gibi.
Bizimkisi arabayı sürdü hızla, gidip ileride
dönüp gelecekti.İşte tam o an sevdalı kızla karşı karşıya gelecekti. Kız ona
bakmıştı emindi. Niye durmamıştı o zaman, bunu kendisi de bilmiyordu ama karşısına
çıkmak istiyordu.
Ve kız ona doğru yürümüştü öyle görmüştü.
Tutkulu adam kavşağı döndü son sürat ve de
sonsuz bir heyecanla.
Sevdiğini görecekti, can parçasını, aşkını...
.......................
Ezan okunuyordu, sabah ezanıydı bu.
Tutkulu adam hızla uyandı.
Arabada değildi, yataktaydı.
Ortalıkta sevdalı kız da yoktu.
-Hepsi rüyaymış, dedi ve gülümsedi. Ama içini bir sevinç kapladı.
-Demek ki
seni bilinçaltıma işlemişsin gibi seviyorum. Bir rüyam eksikti seninle ilgili,
o da tamamdır. Hayrolur inşallah. Gece gece sana uyudum, sabah sabah sana
uyandım yine! dedi kendi kendine.
Abdestini aldı, sabah namazını kıldı.
Ve dua etti ikisi adına.